Evime dönmüştüm. Artık hayatımda aksiyon yoktu, bundan sonra aşk olacaktı. Aras şuan oturdukları evi çok uygun bir fiyata satmıştı." Biz evimizde yaşayacağız. Bilge benimle yaşamak istemiyor, beni suçluyor. Yapabilecek bir şeyim yok Çisem, gidip halamla yaşasın." dedi sinirle. O da üzülüyordu ama Bilge toparlayamamıştı daha. O yüzden üstüne gitmiyorduk. Biz de yavaştan aileme konuyu açacaktık. Oturmuş kahvelerimizi içerken Aras elimi tutarak bir öpücük kondurdu.
" Bugün annenlerle konuş, artık nikah günü alalım. "
" Acele etmiyor muyuz? Ben bir kez evleniyorum Aras bunun daha sözü,nişanı var. " Uzunca yüzüme baktı. Kahkaha attı.
" İkinci kez evleniyoruz. Ama ilkini saymıyoruz, ikincisi daha güzel olacak tam da hakettiğin gibi. " Ben bu adamı gerçekten çok seviyordum. Daha önceden nasıl yaşıyormuşum bilmiyorum.
Kahvelerimizi bitirip kalktık. Evimize mobilya bakacaktık. Aras'a göre ev çok küçüktü. Üç katlı ev neyine yetmiyorsa..Evimizin kocaman bir bahçesi vardı. Bahçenin arkasında orta büyüklükte bir yüzme havuzu vardı. Çocuğumuz olduğunda yüzme havuzunun etrafına camdan bir bölme yaptıracaktık, böyle konuşmuştuk.
Evin girişi çok geniş olmasa da genişti bana göre. Kocaman bir fortmanto ve renkli tablolar vardı. Antreden hemen salona geçiliyordu. Salonla yemek odası bir aradaydı.
Misafir geldiğinde kullanacağımız için oraya girmiyorduk. Salonun hemen karşısında mutfak ve banyoya açılan iki kapı vardı. Zamanımın büyük çoğunluğunu mutfakta geçirecektim. Mutfaktan bir kapı da havuza açılıyordu.
Üst katta misafir için üç tane yatak odası vardı. Benim ailemden ya da Aras'ın ailesinden birisi geldiğinde o odalarda kalabilirdi. Diğer iki kapı da oturma odasına ve banyoya açılıyordu. Yatak odamızı biz kendimiz tasarlamıştık. İki oda boşta kalıyordu ama Aras o odalara benim girmeme izin vermiyordu. İleriki yıllarda görecekmişim. Mobilya alışverişini bitirdikten sonra ayrıldık. Her şey neredeyse hazırdı ama daha bizimkilerin haberi yoktu, onlara bir an önce söylemeliydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN BENİMSİN
Novela Juvenil" Sen benimsin " dedi mavi gözlerini gözlerime dikerek. " Ne olursun bırak artık gideyim. Daha ne kadar yanında tutacaksın beni? " Saçlarımdaki eli yavaşça boğazıma gitti. Tek eliyle boğazımı sıkarken diğer eliyle duvara yumruk atmıştı...