Joe'nun Mekanı'ndan içeriye soluk soluğa girdim. Havalı girişler kesinlikle bana göre değildi. Neyse ki kimse bana dikkat etmediği için utanmam gerekmedi.
İçerisi beklediğimin aksine daha gürültülü ve duman altıydı. Neredeyse bir senedir böyle mekanlara girmemiş olduğum için tedirgin olmuştum.
Sahnenin olduğu tarafa baktım ama Luke orada değildi. Enstrümanlar sahnedeydi fakat onlar henüz sahneye çıkmamış gibilerdi. Sahne abartısız olmasına rağmen mekanın odak noktası olmayı başarmıştı.
İnsanlar etrafa dağılmış küçük masalarda oturuyorlardı. Ortama bu sakinlik sayesinde bir samimiyet hakim olmuştu. Birkaç çalışan etrafta sipariş almak için koşturuyordu. Böyle ortamlara sadece Calum ile girdiğim için ne yapmam gerektiğini bilemez halde öylece dikiliyor ve etrafı seyrediyordum. Fakat süremin kısıtlı olduğunu hatırlayınca harekete geçmem gerektiğini düşünerek hiç istemediğim halde adımlarımı barmenin olduğu bölüme yönlendirdim.
Luke, burada olsaydı onu bu sigara dumanı ve saçma müziğe rağmen görürdüm. Filmlerden ve birkaç gece hayatı deneyimim sayesinde bir insanı bulmanın, hele de oranın müdavimiyse, en kolay yolunun barmenden geçtiğini öğrenmiştim.
"Merhaba, güzellik."
Barmene gözlerimi devirdim ve karşısındaki tabureye yerleştim. Flört etmeyi istemediğim için hemen konuya girdim.
"Luke burada mı?"
Benden çok da büyük olmayan barmenin yüzü sorumu duyduğunda tamamen düştü.
"Yine mi Luke? Her güzel kadın illa Luke'u sormak zorunda mı? Hem de bana!"
İstemsiz bir şekilde güldüm. Barmen, beklediğimden daha dost canlısı konuşuyordu. Yakarışı, kardeşini kıskanan bir çocuğun tepkilerine benziyordu.
Siyah saçlarını önünden çekip kollarını önündeki tezgaha yerleştirdi ve bana gülümsedi.
"Soph ve Becky şu tarafta," dedi ve gözleriyle bizden uzakta bir yeri işaret etti. "Luke, onlarla olmadığına göre arka odalardan birinde hazırlık yapıyordur. Fakat, muhteşem doğal güzellik, maalesef seni oraya almazlar. Çünkü hayranlar, özellikle de Luke için gelenler, arka tarafa kabul edilmiyor."
Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Çocuk kaslarını gözüme sokmak için büyük bir çaba sarf etse de aklım tamamen farklı yerdeydi. Ayrıca bu kasabada çok fazla kas vardı. Yani beni böyle etkilenmeye çalışması çok acınasıydı.
"Korumaları mı var?" diye sordum. Sesimdeki şaşkınlığı gizleyememiştim.
Başını sallayarak beni onayladı. "George, senin karşılaşmak bile istemeyeceğin kadar sert bir adamdır. Geçen ay Luke'a göğüslerini açıp müşterileri coşturan bir turistten sonra böyle sıkı bir tedbir aldılar. Halbuki o olaydan sonra işler çok iyi gitmeye başlamıştı."
Barmen çok fazla konuşkandı. Biraz daha devam edersek bana tüm geçmişini anlatmaya başlayacağından korkmuyor değildim. Beni asıl amacımdan saptırmadan kendime hakim oldum. Luke ve hayranlarını daha sonra düşünebilirdim.
Dudağımı ısırıp etrafıma baktım. Sophia ve Becky, barmenin gösterdiği yerde hararetli bir sohbete dalmışlardı. Fazla yakın oldukları belliydi. Onlara görünmemem gerekiyordu. İkisiyle de aram nedenini bilmediğim bir şekilde iyi değildi.
Barmen, adını söylememişti, başka sabırsız bir müşteriye hızlı bir içki hazırlarken ne yapacağımı düşündüm. Eğer bir saat içerisinde eve gidemezsem Jenny tüm sinirini benden çıkarırdı. Luke'a olanları haber verip buradan gitmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If Today Was Your Last Day
Fanfiction"Eğer içinde bulunduğun gün senin son günün olsaydı ne yapmak isterdin?" Tori Rodriguez, en yakın arkadaşı Calum Hood'un ölümünden sonra ikisinin hayalindeki kasabaya benzeyen Piermont'da bir öğrenci evine yerleşir. Yedi kişinin yaşandığı bu evde ha...