22. Bölüm

337 39 49
                                    

LUKE

Bana onu seveceğimi söylemişti. Hatta ruh eşi olduğumuza inandığını ve bizi kavuşturarak cennetteki odasını garantileyeceğini dile getirmişti. Abarttığını zannedip üzerinde durmamıştım.

Şimdi onun cennetteki odasında keyifle bizi izlediğine emindim. Çünkü abartmayı geçtim, az bile düşünmüştü.

Dirseğimden destek alıp Tori'ye doğru döndüm. Huzurlu bir şekilde uyuyordu. Uzun, dümdüz saçları yastığın boş tarafına yayılmıştı. Ellerini küçük çenesinin altında iç içe geçirmiş ve bir yumruk halinde birleştirmişti. Cenin pozisyonunu hiç bozmamıştı. Yüzü benim tarafıma doğru dönüktü ve bana olabildiğince yakındı. Başının yastığından düşmesi ve uykusunun bölünmesi korkusuyla doğrulup kendi yastığımı usulca ona doğru yaklaştırdım ve aradaki boşluğu kapattım. Tekrar aynı pozisyonu alıp onu uykusunda seyretmeye başladım.

Bunu ilk tanıştığımız sıralarda, lanet uçurumdan atladığı o günden önceki gece de yapmıştım. Ona karşı çekilmeme bir anlam vermeye çalışıyordum. Güzeldi evet ama bu böyle büyük bir çekim duymama sebep olmazdı. Daha farklı bir şey vardı.

Kırık kalbiydi belki de. Gerçi çocuklarla çaldığımız mekana da kalbi kırık kadınlar da gelirdi. Kendisini onaracak erkekler ararlardı.

Tori'nin onlardan farklı bir kalbi vardı. Kırıktı evet ama bir erkeğin onu onarmasını istemiyordu. Kendisi onarmaya çalışıyor ama yolunu bulamıyor gibiydi.

Kaybolmuş gibiydi.

Bazen, yanımda olmasına rağmen bambaşka bir dünyaya gidiyordu. Ona ulaşmaya çalışıyordum ama o sırada tüm kapıları kilitli oluyordu. Normalde bile en az bir kapısı kilitli oluyordu.

Dün geceye kadar.

Bana o kapıların hepsinin anahtarını vermişti. Hatta hepsini kendisi açmış ve beni içeriye almıştı.

Kendisi fark etmiyordu ama birden inanılmaz bir ilerleme kaydetmişti. Kaybetme korkusu tetiklendiğinde kendisini tutan zincirlerini kırmıştı.

Calum, kendisiyle Tori'nin ilişkisini de bana Tori'yi anlattığı gibi anlattıysa onun anlattıklarını beş katıyla çarpıp ilişkinin seviyesini belirlemem gerekiyordu. Çünkü Calum bana bir gölet vadetmişti. Bense okyanusla karşılaşmıştım. Muhtemelen ikisinin ilişkisi de onun anlattığından daha büyüktü.

Tori, birden yüzünü buruşturup işaret parmağıyla burnunu kaşıdı ve tekrar uykuya daldı. Ellerini aynı pozisyona geri döndürmesi dikkatimden kaçmamıştı.

Onu izlediğim gece de aynı pozisyonda uyumuştu. Zihnimi yokladım ve bunu duygusal tarafı ağır basan kişilerin yaptığını hatırladım. Tori büyük bir darbe almıştı ve bunu kendisi fark etmese de davranışları ve hareketleriyle belli ediyordu.

Ona bir proje muamelesi yaptığımı sanmıştı. Bense asla böyle bir şey yapmayı düşünmemiştim. Yine de onu daha iyi çözebilmek için birkaç kitap karıştırmak zorunda kaldığımı itiraf etmek zorundaydım. Ona, bana ihtiyaç duymuyor olsa da yardımcı olabilmek istiyordum. Zaten kendimi çok geç kalmış gibi hissediyordum.

Tori gibi sevdiğini kaybetmiş insanlar zamanla düzelse bile bazen en saçma gelebilecek bir olayda tetiklenip sınıra ulaşabiliyorlar. Yas dönemi geçmiş olsa bile intihar edebiliyorlar ya da kendilerini kapatabiliyorlar. Tori, kendisini uçurumdan aşağıya bırakırken ölmeyi düşünmemiş olsa bile içindeki bir dürtünün onu tetiklediğini düşünüyordum.

If Today Was Your Last DayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin