5 yıl önce
Calum bana kıyafet seçerken kitabımı okumaya devam ediyordum. Onunla dışarıya çıkmak istemediğimi söylemiş olmama rağmen inat etmeye devam edip beni ikna etmek için evime gelmişti.
Onunla zaman geçirmeyi ne kadar çok sevsem de şimdi buluşacağı arkadaş çevresi benim geri adım atmama sebep oluyordu. Michael gibi eski arkadaşlarını çok severdim ama yeniler bana, eskilere nazaran daha farklı gözlerle bakıyorlardı.
Calum bunun benim kendi kuruntum olduğunu söylese de onları uyarmış olduğunu öğrenmiştim. Michael, benden bir şeyler gizlemeyi sevmediği için ben yokken olan her şeyi harfiyen bana aktarırdı.
"Sanırım yine kot ve kazakta karar kılacağız."
Ona bakmadan kitabımın sayfasını çevirdim. Okuduğumdan değil, okuyor izlenimi vermek için. Calum, kitabı okumadığımı fark ederse kazanmış olduğunu anlardı.
Calum yere oturup yanıma doğru emekledi ve bacaklarıma kollarını sardı.
"Beni sevmiyor musun?"
Kitabımın altından ona baktım. Dolgun alt dudağını aşağıya doğru sarkıtmış, kendisini sevimli göstermeye çalışıyordu. Saçları alnına doğru dökülmüştü. Kitabımı kapatıp bir elimle saçlarını düzelttim. Parmağımda kıvrılmış siyah saçı bir anlık dalgınlıkla gülümsememe sebep oldu.
"Elbette seni seviyorum, Cal."
Calum'ın dudakları bunu zaten bildiğini gösteren bir tebessüm oluşturmak için yukarıya doğru kıvrıldı. Yanağını dizlerimin üzerine yaslayıp içini çekti.
"Gelmek istemiyorsun, biliyorum. Seni zorlamak da istemiyorum ama eğer gelmezsen bugün hiç vakit geçiremeyeceğiz."
Çoktan pes ettiğimi bilmediği için saçlarında elimi dolaştırmaya devam edip derin bir göğüs geçirdim. Calum arkadaşlarının yanında beni ihmal etmezdi. Ayrıca Michael da vardı. Kendimi fazla eleman gibi hissetmezdim ama yine de bugün kendimi iyi hissetmiyordum. İçimde tuhaf bir his vardı.
Ben işaretlere, altıncı hislere inanan birisiydim. Onları başka insanlar gibi görmezden gelemezdim.
Yine de Calum'ı daha fazla üzmemek için, hislerimi kenara itip, "Bisiklet yaka kazak olabilir. Lacivert olan," dedim.
Calum, doğrulup bana baktı. Koyu kahverengi gözleri heyecanla parladı.
"Sana söz veriyorum geldiğimizde kitabı sana ben okuyacağım."
Ayağa kalkıp koltuğun koluna oturdu ve kollarını bana sardı. Gülümseyip sarılışına karşılık verdim.
Calum'ın bana kitap okumasını çok severdim. Bana şarkı söylemesinden sonra en sevdiğim ikinci şey buydu.
Calum, giyinmem için odadan çıktıktan sonra seçtiğimiz kazağı ve siyah kot pantolonumu giydim. Çapraz taktığım küçük kahverengi çantaya telefonumu atıp odamdan çıktım. Hazırlanmam hiç de uzun sürmemişti.
"Calum, Tori'nin yanında olduğun için mutluyum."
Merdivende duraksayıp babamın sözlerini dinledim. Babam, Calum'a her zaman teşekkür ederdi. Babam hayattaki her şeye karşı bir şükran duyardı.
"Biliyorsun, sevgilisinden ayrılınca çok üzüldü."
Babam eski sevgilimin beni aldattığını bilmiyordu. Sadece anlaşamayıp ayrıldığımızı sanıyordu. Öyle bir erkek için üzülmezdim. Beni asıl üzen onunla bana rağmen birlikte olan kızın bu şekilde kendisini küçük düşürmesiydi. Erkek arkadaşım benden ayrılmak istememişti. Takıldığı kız da birlikte oldukları fotoğrafı bana göndermişti. Benim ayrılmam için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
If Today Was Your Last Day
Fanfiction"Eğer içinde bulunduğun gün senin son günün olsaydı ne yapmak isterdin?" Tori Rodriguez, en yakın arkadaşı Calum Hood'un ölümünden sonra ikisinin hayalindeki kasabaya benzeyen Piermont'da bir öğrenci evine yerleşir. Yedi kişinin yaşandığı bu evde ha...