Herkese merhaba :)
Uzun bir aradan sonra anca bölüm yazabildim ve sizi daha fazla bekletmemek adına bitirdiğim gibi yayınlıyorum. Kendinize iyi bakın :)
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere 👋🏻İyi okumalar!
••••••••••••••••••••••••••
On dokuz senedir yürüdüğüm yolun sonu çıkmaz bir sokaktı. Ne geldiğim yoldan geri dönüp başka sokağa girme şansım vardı, ne de duvarın diğer ucundan beni çekecek babam.
Öylesine sıkışıp kaldığım bu sokakta çürüyüp gidecektim ve işin garip yanıysa, ben bir an önce bunun olmasını istiyordum.
Bu sokağa isteyerek girmemiştim ama ölümü isteyerek bekliyordum. Çünkü benim hayatım artık tıpkı bir çıkmaz sokak gibiydi.
Beni burada bırakıp gitmesinin üzerinden saatler geçmişti, belki de sadece bana öyle geliyordu. Tarih ve saat kavramından epeydir uzaktım. Aklımda sadece babam, hayallerimde ise sadece ölüm vardı. Bu ikisinden başka da bir düşüncem yoktu.
Odanın kapısı açıldığında yattığım yerde zorda olsa doğrulmayı başardım. Elindeki sigarası ile her zamanki yerine, koltuğa, oturdu ve beni süzmeye başladı.
"Aç mısın?"
Buraya geldiğim andan itibaren mideme giren tek şey verdiği hap olmuştu. Onu cevapsız bırakarak arkamı döndüm. Ne yüzünü görmek, ne sesini duymak istiyordum.Arkamda diz çöktüğünde kaçmak için hamle yaptım ama ben kaçmayı başaramadan o beni tutmayı başardı. Sağ omzumdaki saçlarımı çekerek tişörtümü indirdi ve omzumu açığa çıkarttı. Yaklaşan sigara ateşinin sıcaklığını hissetmeye başlamıştım bile.
Çok geçmeden omzum ile buluşan sıcaklık yüzünden ağzımdan bir inleme kaçtı. Sigarayı omzuma iyice bastırarak söndürdükten sonra burnunu açıkta kalan boynuma gömdü.
"Altımdaykende tıpkı şimdiki gibi inlemelerini duymak istiyorum Duru!"
Zevkten kısılan sesi tüylerimi diken diken ederken kafamı eğerek açıktaki boynumu kapatmaya çalıştım. Bu hareketim onu fazlasıyla sinirlendirmişti.Ellerini kafamın arkasında ilk günden olan yaranın üzerine bastırarak saçlarımı çekti. Yeni yeni kurumaya başlayan yara parmaklarını oraya bastırmasıyla tekrar kanamaya başlamıştı.
Kafamdan yayılan acıyla evi çığlıklarımla doldurdum. Dudakları boynumda ıslak ıslak gezinirken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Bir yandan elini yaraya bastırıyor bir yandan da az önce sigara söndürdüğü omzumu emiyordu.
Yanık olan yere dişlerini geçirince daha fazla fiziksel acıyı kaldıramayan bedenim titremeye başlamıştı. Gözlerimi karanlığa teslim etmeden önce hatırladığım son şey ise babamın gözlerimin önünde beliren yüzüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmarit (+18)
Teen Fiction(+18 içerik ve şiddet vardır!) Yüzünden akan terleri tek eliyle sildikten sonra iğrenç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve konuşmaya başladı. "İzmarit... Sen izmaritsin! Benim izmaritim. Bunu sana asla unutturmayacağım Duru!" Ben Duru... Duru Demirh...