43. Bölüm

8.1K 365 662
                                    

Güzeller güzeli çiftimiz geldiiiii 😍 Ve tabii birde ben geldim 😄
İzmarit'e göre uzun bir bölüm oldu. Açıkçası çokta hoşuma giden bir bölüm oldu, umarım sizler de beğenirsiniz canlarım. Yorumlarınızı merakla bekliyorum 😚

Yine yeniden diyorum ki... sizinle iletişim halinde olmaya bayılıyorum. Bu yazarı unutmayın ve yorumlara gelin de kavuşalııımmmm 😍

Sizi çok seviyorum ♥️
İyi okumalar 🍀

•••••••••••••••••

Okuldan çıkmam ile birlikte yüzüme çarpan serin esintiyi hissetmem bir oldu, dudaklarımda bir tebessüm peydahlandığında gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Okuldan çıkmam ile birlikte yüzüme çarpan serin esintiyi hissetmem bir oldu, dudaklarımda bir tebessüm peydahlandığında gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.

Her şeye rağmen hissetmek... güzeldi.

"Hayatım..." diyen Mert'in sesini duyduğumda gözlerimi açarak ona çevirdim.
Gözlerimi mesken bilen kırgınlığa engel olamadığım sırada yanaklarını şişirerek ofladı, "Hala mı Duru'm ya? Bu kadar mı kızdın bana?"
Hiçbir şey demeden gözlerimi kaçırmıştım.

Bu geçen bir haftada Mert'in, Serkan'ın, Metin'in ve Koray'ın da bu durumu bildiğini öğrenmiştim. Kat ve kat artan kırgınlığımla birlikte tam bir haftadır onlardan kaçıyorum, bugün Mert'ten kaçamamış olma sebebim ise aynı sınıfta olduğumuz içindi.

"Özür dilerim!"
Tüm ciddiyetiyle kurduğu cümleyi duyduğumda gözlerim yeniden ona çıktı.
Aynı ciddiyetle devam etti, "Ama artık beni affetsen olmaz mı? Seninle küs kalınca benim ponçik, minnak, saf kalbim çok acıyor. Hem o kadar üçüncü sınıfa başladık, küs mü devam edeceğiz?"

Susmayı bir haftadır görev edinen dudaklarım aynı şekilde devam ederken bizden çokta uzakta olmayan adamlara çevirdim gözlerimi. Serkan, Metin, Koray... Hepsi ellerini önünde saygıyla bağlamış, suçlu gözlerle bana bakıyordu.

Yanımda bir hareketlilik olduğunda nihayet gelen Elif'e baktım.
"Hocayı anca bulabildim ya," dedi her zamanki gibi neşeli sesiyle. "Gidiyor muyuz?"
Bana yönelik sorduğu soruya kafamı olumlu anlamda sallayarak karşılık verdim.

Adımlarımı harekete geçirerek Mert'in yanından ilerlediğimde diğerlerine de bakmadan yürümeye devam etmiştim. Elif'in hiçbir şeyden haberi yoktu, yalnızca Ömer ile kavga ettiğimizi sanıyordu. Haksız da sayılmazdı, etmiştik sanırım.

Ama büyük bir kavgaydı bizimki, çok daha acı bir kavga...

Ben önden ilerlerken Mert ile Elif arkamdan geliyordu, diğerleri de onların arkasında yerini almıştı. Yol üzerinde bir çiçekçiye girerek babam için bir çiçek aldım ve yürümeye devam ettim.

İzmarit (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin