Ömer'i, Duru'yu, sizleri o kadar çok özledim ki bunu kelimelere dökemiyorum bile. Çok uzak kaldık farkındayım ama inanın bana her fırsatımda buraya koşuyorum.
Şu an fazla duygusalım, sanırsam bölümün etkisinden hala çıkamadım😄😄 sonlara yaklaşıyor olmanın da bir hüznü var tabii 🥺Aradan çıkayım da sizi bölümle baş başa bırakayım en iyisi, yorumlarda da kavuşalım birtanelerim 😚😚
Sizi çok seviyorum ♥️
İyi okumalar 🍀••••••••••••••••••••
Hayatım ince bir ipin üzerinde ilerliyordu. Dengemi kaybedip düşüyordum, acılar omzuma bindikçe düşüyordum.
Ve her defasında beni tutup yakalayan bir el vardı, şu an tuttuğum elin sahibi...
Ruhuma dokunuyordu bakışları, kalbime işliyordu yeşilleri. Bittiğimde çare oluyordu, parçalandığımda toparlıyordu.
Hissettiğim yoğun duygulardan sıyrılarak asansörden indiğimizde geçici olarak geldiğimiz eve girdik, Ömer'i odaya götürdüğümde yatağa yatırarak yanına oturdum ve gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Birkaç düğme açtıktan sonra titreyen ellerimi sıkıca tuttu, gözyaşlarımı saklamak için eğdiğim kafamı yine de kaldırmamıştım.
İkinci kez canı yanıyordu benim yüzünden. Üstelik bu sefer sadece bedeni değil, ruhu da yara almıştı. İlk kez onun korktuğunu görmüştüm.
"Güzelim..." dedi yorgun sesiyle.
Kafamı salladığımda hafifçe çenemden tutarak kaldırdı, bakışlarımı duvara diktiğimde hızlıca yatakta oturur pozisyona geldi ve beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.O sarıldı, kalbim iyileşti. Kokusu etrafımı sardı, ruhum tıkılıp kaldığı çerçeveyi kırıp attı.
Dudaklarımdan bir hıçkırık koptuğunda yüzümü gömleğinin üstünden göğsüne bastırdım. Sesimi duymasını istemiyordum, bu halde bile beni teselli etmek ile uğraşmasını istemiyordum.
Ben böyle güçleniyordum, ağladıkça... Her gözyaşım, ruhuma bir dayanak oluyordu.
"Duru'm..." dedi saçlarımı okşayarak, "Ben iyiyim..."
Yüzümün açıkta kalan kısmını elimle kapattığım sırada elimi tuttu ve hızla çekti, "Saklama kendini benden!"
Yanağımı okşadığında gözlerim ağır ağır yüzüne tırmandı, göz göze geldiğimiz an farklı duygular belirdi gözlerinde.Sinirliydi, üzgündü, masumdu.
Kapı tıklatıldığında Ömer'in göğsünden kalkarak yatakta oturdum, yüzümü sertçe silerek saçlarımı da geriye doğru attığımda derin bir nefes aldım.
"Evet," diye bağırdığımda kapı yavaşça açıldı.
Mert kafasını içeriye doğru uzattığında sessiz kalarak gözlerimle gelmesini işaret ettim.Odaya girdikten sonra kapıyı tamamen açtı, kapının önünde dikilenleri gördüğümde yüzümde buruk bir tebessüm belirdi. Serkan, Koray, Metin... hepsi orada öylece dikilmiş, bizden bir haber bekliyordu.
Mert'in peşine doktor olduğunu tahmin ettiğim bir adam daha girdiğinde kapıyı kapatmıştı. Adam Ömer'e yöneldiği sırada Ömer elini kaldırdı ve adamı durdurdu.
"Önce Duru'ya bakacaksın!" dedi itiraz kabul etmeyen sesiyle.
"Ömer..." dediğimde bana değil, doktora bakıyordu.Adam, onun bakışlarını gördüğünde kafasını olumlu anlamda sallayarak hızlıca yanıma geldi. Kafamda çokta derin olmayan yarayı temizledikten sonra dikişe gerek olmadığını söyleyerek kapatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmarit (+18)
Novela Juvenil(+18 içerik ve şiddet vardır!) Yüzünden akan terleri tek eliyle sildikten sonra iğrenç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve konuşmaya başladı. "İzmarit... Sen izmaritsin! Benim izmaritim. Bunu sana asla unutturmayacağım Duru!" Ben Duru... Duru Demirh...