Aylar sonra gelen bölüüümmm!!!
Hepinize iyi okumalar :)
••••••••••••••••••••••••••••
Ben olayın şaşkınlığından çıkamamışken kız ateş kızılı saçlarını geriye doğru atarak hızlıca benim olduğum tarafa geldi ve Ömer'in yanına oturarak sıkıca sarıldı, onların bu halini izliyormuş gibi hissettiğimde gözlerimi kaçırdım.
Ömer kendine sarılan kolları iterek isyan eden sesiyle konuştu, "Senin ne işin var burada Selin?"
Kız dolu gözleriyle Ömer'e bakarken dudağını büzerek konuşmaya başladı, "Sana bir şey oldu diye çok korktum Ömer."
Mert bir kahkaha patlattıktan sonra "Korkmuş birine göre bu makyaj fazla değil mi Seli'ciğim?" dedi.Mert'in cümlesinden sonra kızı incelemeye başladım, kahverengi küçük gözlerine koyu tonlarda bir makyaj yapmıştı ve mora yakın bir ruj sürmüştü.
Ona baktığımı fark etmiş olacak ki gözleri bana döndü, "Sen kimsin?"
Sorduğu soru karşısında bir anda afalladım ve öylece yüzüne bakmaya devam ettim.
Benim yerime cevap veren Ömer oldu, "Arkadaşım..."
Adının Selin olduğunu öğrendiğim kız kaşlarını kaldırarak şaşkınca bana bakmaya devam etti. "Daha önce senin yanında onu hiç görmemiştim, yeni tanıştığın bir arkadaş herhalde?"Gözleri beni hedefine alırken cümleleri Ömer'i hedef alıyordu, daha fazla onunla bakışmayı bırakarak Ömer'e döndüm.
Yeşil gözlerini ilgisizce kızın yüzünde gezdirdi. "Geldin, geçmiş olsun dileklerini ilet sonra da git Selin."
Selin "Seninle konuşmak istediğim bir şey var," dediğinde Mert Ömer'in yerine ona karşılık verdi.
"Ne konuşacaksan sonra konuş Seli, gördüğün gibi şu an sırası değil."Mert'in sert sesinden bozulduğunu belli etmemeye çalışarak Ömer'in yanından kalktı ve hiç kimseye bir şey demeden geldiği gibi hızlı bir şekilde odadan çıktı.
Mert ilk benimle göz göze geldikten sonra gözlerini Ömer'e çevirdi ve ellerini aniden havaya kaldırdı.
"Puf!" diye bağırdı, "Sosyetenin gözde bekarı Ömer Arslan bir kızı daha aşkından delirtti."
Ömer ona ters ters bakmaya devam ederken ben ne yapacağımı bilemez bir halde dikiliyordum, etrafta gezdirdiğim gözlerim en son Mert'e değdiğinde anlam veremediğim bakışlarıyla karşılaştım."Sen nasıl bir kızsın ya?" Duygu yüklü sesi kafamın daha çok karışmasına sebep olsada sessiz kaldım. "Hala kendini düşünmüyorsun, burada abimin başında bekliyorsun." Dolan gözlerini hızla silerek devam etti, "Merhametinden biraz da bize koy be Duru."
Önümde birleştirdiğim ellerime indi bakışlarım, yine gün yüzüne çıkan gözyaşlarımı saklamak için yapmalıydım bunu. Ne bir cümle kurabilecek sesim vardı ne de gözlerine bakabilecek cesaretim.
"Çıkış işlemlerini hallet Mert."
Ömer'in sesi beni düşüncelerimden sıyırdığında şaşkın gözlerle ona baktım, "Nasıl? Nereye?"
"Hastanede kalmayacakmış, yapması gereken işleri varmış beyefendimizin!"
Mert sorularıma açıklık getirdiğinde Ömer'e döndüm.
Tam itiraz edecektim ki elini kaldırarak beni susturdu. "Burada kalmayacağım, evde dinlenmek istiyorum."
"Ama evde dinleneceksin, söz mü?" dediğimde Mert cırlamaya başladı.
"Al birini vur ötekine!"
Ömer yeşil gözlerine öldürücü bir etki yerleştirip Mert'e döndü, "Şimdi... Hemen gidiyorsun ve o çıkışı yapıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmarit (+18)
Novela Juvenil(+18 içerik ve şiddet vardır!) Yüzünden akan terleri tek eliyle sildikten sonra iğrenç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve konuşmaya başladı. "İzmarit... Sen izmaritsin! Benim izmaritim. Bunu sana asla unutturmayacağım Duru!" Ben Duru... Duru Demirh...