40. Bölüm

5.2K 298 278
                                    

Yeni bölümümüz geldi aşklarım 😊😊

Nasılsınız bakalım, neler yapıyorsunuz?
Hadi yorumlara gelin de kavuşalım 😚😚

Sizi çok seviyorum ♥️
İyi okumalar 🍀

••••••••••••••••••••••

Göğsüne koyduğum kafam sayesinde kulaklarıma denk gelen kalbinin sesini dinledim usulca. Çıldıran kalbimi sakinleştiriyor, bedenimi ise en derin suların dizginliğinde huzura kavuşturuyordu.

Süslü dar sokakların ortasındaki yalnızlıktansa karanlık sokaklara girmiştim onunla. Işıksız, kimsesiz, engebeli... Her tökezlediğimde tutunmuştum ona, yakalamıştı düşmeme bile izin vermeden.

Ruhumun aynasıydı Ömer, ben'di!

Geri çekildiğinde belimdeki elleri yüzüme çıktı, yüzümü ellerinin arasına aldığında mayhoş ışığın altında birleşti gözlerimiz.
Yüzümün her detayını aklına kazırcasına izledi bir kez daha, en son ise dudaklarımda takılı kaldı gözleri.

"O..." dedi yutkunarak, "O orospu çocuğunu yaşatmayacağım!"
İçime derin bir nefes çektiğimde boğazıma takıldı, hiçbir şey demeden sadece ona bakmaya devam etmiştim.

Diyecek bir sözüm yoktu. Yapma, demeyecektim. Bırak, demeyecektim. Diyemezdim. Demek istemiyordum.
Vicdansızlık mıydı, yoksa eski merhameti mi kaybettiğimden mi... bilinmez ama benim doğrum buydu. O, alacağı tek bir nefesi bile haketmiyordu.

Kendi içimde vicdan mahkemesi yapmaya gerek duymayacak kadar emindim kararımdan. Her gece yattığımda aklıma gelmeyecekti, uykularım kabusa dönüşmeyecekti. Aylar önce hayatımı mahveden bu adama merhametim yoktu.

"Ben seni ilk gördüğüm andan beri..." dediğinde her şeyi bir kenara bırakarak Ömer'i dinlemeye başladım, "Sigara içmedim."
Gözlerini kaçırdığında elleri de yanına düştü, "Seni öyle gördükten sonra bir daha elime bile almadım."
Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçtığında "Çektiğim acıların ödülü müsün sen?" diyerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Şaşkınlığını hızla üzerinden atarak ellerini kalçamın üzerine koyduğunda kucağına aldı, bacaklarımı beline doladığımda kollarımı da boynuna sarmıştım. Alt dudağını dudaklarımın arasında hapsetmiş, saçlarının ise parmaklarımın arasında kaybolmasına izin vermiştim.

Üstünlüğümü sağladığım öpüşmemizi daha da derinleştirmek için dilimi, dudaklarının arasından kaydırarak kendimi ona bastırdım. Kalın sesi boş odada yankılandığında hızlı adımlarla yürüdü, sırtım duvarla buluştuğunda dudaklarımızı ayırarak boynuma yönelmişti.

Bir elim ensesindeki saçları sıkı sıkıya kavradığında diğer elim terli sırtına indi.
Boynuma dişlerini geçirerek emmeye devam ettiğinde acı ve zevkle harmanlanan sesimle bağırdım, "Ömer..."
Hızlıca geri çekildiğinde kafamı olumsuz anlamda salladım, "Gitme!"

Alnını alnıma yasladığında nefes nefese kalmıştı, dişlerini birbirine bastırdığında elimi sırtından çekerek göğsüne indirdim. Terli göğsünde kayan parmaklarımı umursamadan dudaklarına bir kez daha uzandım. Dudağımı ısırarak sertçe geri çekildiğinde kafasını eğerek sola doğru döndü, durmakta zorlanıyordu.

Derin bir nefes alarak kendini toparlamaya çalıştığında yeniden bana döndü.
"Ben senden gitmeyi bilmiyorum ki... Nasıl gideyim Duru?" diye fısıldadığında dikkatle kucağından indirdi.

İzmarit (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin