36. Bölüm

5.9K 309 422
                                    

Yeni bölüm geldi Canlarıııımmm 😍
Şimdiden söyleyeyim bir sonraki bölüm için çok fazla heyecanlıyım, azcıkta stresli sanırım 😄

Aradan çıkıyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Yorumlarda görüşmek üzere 👋🏻

Sizi çok seviyorum ♥️
İyi okumalar 🍀
••••••••••••••••••••••••••

Elif'in boş odasındaki dolaba yerleştirdiğim eşyaların başından kalktığımda Elif ayağıyla odanın kapısını açtı, onun bu haline gülerek elindeki tepsiyi aldığımda duvarın önünde duran çalışma masasının üstüne koydum.

Abant'tan dün dönmüştük, Ömer ile ev konusunda anlaştığımızda ise bugün buraya taşınmama karar vermiştik. Sabah birlikte bir kahvaltı yaptıktan sonra beni buraya getirmiş, o da şirkete geçmişti.

Aslında ev konusunda onu ikna etmem biraz zor olmuştu, anca günlerimizin ayrı geçmeyeceğine ikna olduğunda bu kararımı onaylamıştı.

"Oh be," dedi Elif kahvesini alıp yatağın kenarına otururken. "Sonunda evde bir ses olacak!"
Gülümsediğimde kapı kırılırcasına yumruklanmaya başladı.
"Kastettiğim bu değildi," diyerek mavi gözlerini devirdi. "Keşke bu davar olmasa!"

Yüzümdeki tebessüm daha da yayıldığında Elif ayaklanarak kapıya gitmişti, şu an gelen kişi onun bahsettiği kişiyle aynıydı.
Mert...

İkisi bir türlü anlaşamıyor, sürekli didişiyordu. Onların bu kadar didişmesine tek bir anlam yüklesemde şu an için ikisiyle de bu konuyu konuşmuyordum.

"Nerede kaldın kızım?" dedi Mert bağırarak.
Elif ondan geri kalmayan sesiyle konuştu, "Kapı çok lazım bir gereç biliyor musun? Sen hayvan gibi yumruklayıp kırmadan önce bizim de bir kapımız vardı!"

Didişmelerini daha yakından incelemek için elimdeki büyük kupayla odadan çıktım ve kapının kenarına dayanarak onları izlemeye başladım.

Mert bana göz kırptıktan sonra Elif'e döndü ve kendini beğenmiş bir şekilde güldü, "Sen böyle yakışıklı bir hayvan gördün mü daha önce cam göz?"
"Bana bak..." diyerek işaret parmağını Mert'e doğru uzattı Elif. "Şöyle diyip durma bana!"

Cam göz konusu da onların başka bir kavga konusuydu. Mert, Elif'in mavi gözlerine cam göz diye söyleniyordu. Elif'te buna delirip bağırıyordu.

Mert yüzünü gözünü yamulttuğunda elindeki poşetleri kenardaki yemek masasının üstüne koydu.
Bana dönerek "Yerleştin mi?" dediğinde olumlu anlamda kafamı salladım.
Elif'e dönerek konuştu, "Sizinle birlikte öğrenci olmak eğlenceli olacak."
Elif "Ama seninle hiç olmayacak," diyerek bağırdı ve masanın üzerindeki poşetleri alarak mutfağa götürdü.

Mert kaydını bizim üniversiteye aldırmıştı. Kendine Ömer'i örnek aldığı için mimarlığı seçtiğini söylemişti zamanında, yaşıt olduğumuz için şu an ikimiz aynı sınıftaydık. Kendileri artık sınıf arkadaşım oluyordu.

Bu durum, okuldan geri kalmamam için Ömer'in fikriydi. Mert'in haricinde Serkan, Koray ve Metin'de bizimle birlikte okula gelip gidecekti. Onların gelme sebebi tamamen koruma amaçlıydı.

"Bu kızı delirtmeyi seviyorum," diyerek yanımdan geçtiğinde kendini rahatça koltuğa attı.
Dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı yavaş yavaş salladım. "Sevdiğin onu delirtmek mi, ben tam anlamadım ama neyse!"
Yayıldığı koltuktan hızla kalktı, "Tövbe de yenge! O nasıl laf öyle?"

Bu kısa sürede Mert'i tanıdığım kadarıyla emin olduğum tek bir şey vardı, o da bir açığı yakalandığı zaman asla kullanmadığı kelimeleri sıralıyordu. Normal zaman da bana yenge demeyip şimdi demesi gibi...

İzmarit (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin