35. Bölüm

6.2K 341 505
                                    

Yeni bölüm geldiiiii 😊
Sizi çok özledim, hadi gelin yorumlarda kavuşalım 😍

Sizi çok seviyorum canlarım ♥️
İyi okumalar 😚😚

•••••••••••••••••

Koray hazırladığım bavulu bagaja attığında bana döndü, "Başka bir isteğin var mı yenge?"
Kafamı salladım, "Nereye gidiyoruz?"
Metin ile ikisi gülerek kafasını eğdiğinde konuşan Koray oldu. "Ben sana bunu dersem, abi beni öldürür yenge ve ben yaşamak istiyorum."

İkisi de güldüğünde ben de onlara eşlik etmiştim. Koray ile Metin'in farklı bir hikayesi vardı, sormaya cesaret edemediğim ama merak ettiğim bir hikaye...

Ömer, onlara çok güveniyordu. Benim de ondan bir farkım yoktu, onlara güveniyordum. Onların Ömer ile bana olan saygısına hayrandım, Mert ve Serkan ile olan muhabbetlerinde ise çok eğleniyordum. Bu ağırbaşlı iki koca adamı, bizim yaramazlar çok zorluyordu.

Ömer, biraz ilerimizde telefon görüşmelerini bitirene kadar muhabbet etmiştik.
Yanıma geldiğinde telefonu kapatarak elini belime sardı, "Üç gün boyunca telefonumu açmayacağım."
Gülümseyerek konuştum, "Beni ararlar ama sana her şekilde ulaşırlar."
"İstemiyorum," diye mırıldandıktan sonra sinirle karşımızda dikilenlere döndü. "Bana bakın lan... Başınız derde girmediği sürece beni aramayacaksınız! Hatta geberseniz de aramayacaksınız!"
İkisi de elini önünde bağladı ve kafasını eğerek aynı an da konuştu, "Emrin olur abi!"

Ömer, arabaya bindiğinde ben kısaca diğerleriyle vedalaşmıştım. Yolcu koltuğundaki yerimi aldığımda Ömer vakit kaybetmeden yola koyuldu.

"Kaç saatlik yolumuz var," dediğim an da telefonum çalmaya başladı.
"Gerçekten mi?" dedi Ömer inanamaz şekilde. "Daha yeni çıktık yola ya..."
Çantadaki telefonu hızla çıkartarak ekranda çıkan yabancı numarayı cevapladım, "Alo?"
"Duru'm..."
Doğan'ın sesini duyduğumda gülümsedim, "Abi... ama senin telefon iznin yoktu."
"Artık var," diyerek gülümsediğinde birkaç dakikalık telefon hakkını muhabbet ederek geçirmiştik.

Telefonu kapatarak çantama geri attığımda sıkıntıyla önüme döndüm ve yolu izlemeye başladım. Elif'in nasıl olduğunu sormuş, beni yalnız bırakmadığı için teşekkür ettiğini söylemişti.
Şu zamana kadar ailemden hiç kimseye yalan söylememiştim, şimdi söylüyor olmak fazlasıyla kafama takılıyordu.

Gözlerini yoldan çekmeden "Ne olduğunu anlatmayacak mısın?" dedi. "Bir sorun var ama söylemiyorsun, ben de söylemek istemediğini düşünüp üstüne gelmiyorum da... Kaç gün oldu güzelim?"

Doğan'la aramızda geçen o konuşmadan Ömer'e bahsetmiştim ama Elif'te kaldığım detayı hariç... Bu durumdan pek hoşlanmayacağını biliyordum.

"Önemli bir şey olmadığı için..." diyerek konuya girdim. "Ben Doğan'a, Elif ile kaldığımı söyledim."
"Elif mi?" dediğinde kafamı salladım. "Ve bu şekilde ona yalan söylemiş olmak canını sıkıyor?"
Sorarcasına konuştuğunda olumlu anlamda yeniden kafamı sallamıştım.
Gözleri yolu takip ederken sakince sordu, "Ne yapmak istiyorsun peki bu konuda?"

Asıl konuya gelmiştik, vereceğim cevaptan sonra deliren bir adet Ömer Arslan ile karşılaşacağımı biliyordum.

Derin bir nefes alarak cevapladım, "Tatil dönüşü Elif'in yanına taşınmayı düşünmüştüm."
Hiçbir ters tepki vermeden sakin ses tonuyla devam etti, "Düşündün... Anladım!"

Ona dönerek yüzünü inceledim, herhangi bir duygu belirtisi aramış ama bulamamıştım. Öfke, kırgınlık... Hiçbiri yoktu.

Geri kalan yolculuk boyunca kendini sessizliğe gömdüğünde ben de sessizce yanındaki varlığımı sürdürdüm.

İzmarit (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin