Derin bir nefes alıp arkamıza yaslanıyoruz ve Ömer ile Duru'muzu okuyoruz canolar 😄
O güzel düşünceleriniz benim için çok önemli bunu lütfen unutmayın, yorum ve oylarınızı bekliyorummmmm.
Hepinizi kocaman öpücükleeerrr, iyi okumalar!!
•••••••••••••••••••••••••••
Bir zamanlar unuttuğum kalbimin yerini tıpkı bir bebeğin keşfi gibi yeniden öğreniyordum. Karşımda bana umutla bakan yeşil gözlere dalıp gitmiştim, verdiği heyecanla hızla çarpan kalbimin üzerine elimi bastırmamak için zor duruyordum.
Yüzüne yayılan umut dudaklarında can bulup tebessüme dönüştü, "Ne dedin sen?"
"Seninle kalacağım."
Sesim titremişti, kalbim titremişti, bedenim titremişti. Ama olmuştu işte, söylemiştim.Tebessüm koca bir gülüşe dönüştüğünde gözlerini kısarak doğrulamak için tekrar sordu, "Benimle kalacaksın?"
Dudaklarımdan onaylayan bir mırıldanma çıktığında her şeyi geriye atmaya çalışarak dudaklarıma gerçekçi olmasını umut ettiğim bir tebessüm yerleştirdim."Seni herkesten koruyacağım!" Benim aksime neşeli sesiyle bağırarak konuştu, "Sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim!"
"Biliyorum," diyerek fısıldadım.Güvenin huzurla harmanlandığı tebessüm yüzümü kontrolü altında aldığında Ömer'in yeşil bakışları dudaklarıma indi. Dudaklarını bir şey demek için araladığında demeden kapattı, belimi saran elini yavaşça geri çektiğinde bir adım geriye giderek benden uzaklaştı.
Aramıza giren mesafenin boşluğuna düşen kalbim az önceki halinin aksine acıyla kasılmıştı, yeşil gözlerinin bakışıyla yanan bedenim ise Ömer'in beni bırakmasıyla buz kesilmişti.
"Ben... teşekkür ederim Duru," dediğinde kalbinin güzelliğine bir kez daha yenik düşmüştüm.
Hem canımı yakmadan yardım etmeye çalışıyor, hem mahçup oluyordu.
Bütün cümlelerime kilit vurduğum dilim bir an da kilidini kırıverdi, "Sen nasıl güzel bir adamsın ya..."Öyle bir rüyaydı ki o; bir yeşilin merhameti ancak bu kadar hissedilirdi.
Öyle bir adamdı ki o; bir merhamet anca bu kadar yakışabilirdi.
Öyle bir kahramandı işte...Dolan gözlerimi ilk kez çekinmeden gözlerine dikmiştim. Karşısında çok ağlamıştım ama bu başkaydı, ilk kez ağlamaktan utanmıyordum.
Bir adım geriye giderek açtığı mesafeyi ona doğru bir adım atarak kapattım."Çok korktum..."
Sesimin titremesini, akan gözyaşlarımı umursamadan devam ettim. "Sana bir şey olacak diye çok korktum. Seni orada kanlar içinde gördüm ya..." Elimi kalbinin hemen altındaki yaranın üzerine canını yakmayacak şekilde koydum, "Buraya bir şey olacak diye çok korktum."Elimi yaranın üzerinden çekmeden ona doğru küçük bir adım daha attım ve gözlerine bakabildiğim kadar yakından baktım.
"Bu yeşiller solacak diye çok korktum, bu yeşiller hiçbir zaman solmasın olur..."Ömer cümlemin tamamlanmasın izin vermeden tek elini omzumun üzerinden sararak beni hızlıca kendine çekti ve sıkıca sarıldı, yanda kalan kolumu kaldırarak beline sardıktan sonra güç almak istercesine tişörtünü avucumun arasına hapsettim. Alnımı göğsüne yaslayıp sessizce ağlamaya başladım.
Belki annem gitti diye, belki babam öldü diye... Belki abim beni bir adama sattı diye, belki bu yeşil gözlere az kalsın bir şey olacaktı diye...
Belki de hepsine...
Sessizce, içimi çeke çeke ağladım kaderime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmarit (+18)
Roman pour Adolescents(+18 içerik ve şiddet vardır!) Yüzünden akan terleri tek eliyle sildikten sonra iğrenç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi ve konuşmaya başladı. "İzmarit... Sen izmaritsin! Benim izmaritim. Bunu sana asla unutturmayacağım Duru!" Ben Duru... Duru Demirh...