Need

5.1K 459 1.3K
                                        

Sigara, alkol, uyuşturucu, küfür...

Ve süt.

Bir kumarhanenin en soğuk ve izbe yerine kurulmuş karanlık oda, içinde, kalplerini katran bürümüş suç yığınlarını ağırlıyordu. Üst katlardan gelen gazinonun gürültülü boğuk sesi, adamların sert seslerine karışarak Harry'nin zorlukla buna dayanmasına sebep oluyordu.

Elindeki viski bardağına konmuş sütü ileri geri oynatırken, bakışlarını alkolden ve önüne konan uyuşturucudan uzak tutmaya çabalıyor, dişlerini sıkıca kenetliyordu. Bu ortamda bulunmayı hiç özlemediğini fark etti. Bir buçuk aydır tanıdığı adamın kollarına girmek daha cazip geliyordu.

Bir şeyler konuşuluyordu. Dikkat eksikliği olmasına rağmen, bazen buna şükrediyor olmak tuhaftı. Konuşulan hiçbir şey mantıklı gelmiyordu ona. Neden şimdi Louis'nin yanında değil de yıllardır görmekten bunaldığı heriflerin arasındaydı ki?

"Harold (ismini duyunca kimsenin fark etmeyeceği şekilde irkildi), artık bir cevap vermen gerekmez mi?"

Gözlerini kırpıştırıp adamların tek tek yakalarına baktı. Gözlerinin içine bakmaktan daha kolaydı bu. Fakat sessizliğini korudu çünkü soruyu duymamıştı. Böylece gözleri yeniden bardağın içindeki süte kaydı.

Louis onu bekliyor muydu? Onun için yemek yapmayı öğrenmeliydi. Louis yemek yapmasını biliyordu ama Harry sürahideki suyu bardağa boşaltmaktan öteye gidemezdi.

"Sana diyoruz Harry."

Düşünceleri bölündükçe sinirleniyordu. Kimse onu anlamıyor muydu, burada düşünmeye çalışıyordu! Dikkatinin dağılmasından nefret ederdi, özellikle son zamanlarda dinlemesi gereken konular yerine odak noktası Louis hakkında düşünceler olunca, daldığı güzellikten çekilmek onu iyice sinir etmeye başlam-

"Harry!"

Al işte, yine dikkati dağılmıştı. Olacak iş değildi. Bardağın içindeki süte bakmaktan ve sütün içinde çıplak şekilde yüzmesini beklediği Louis'yi düşlemekten ne ara vazg-

"Bu adam beni cidden delirtiyor."

Adam sıkılgan şekilde nefesini üflediğinde etraftan alaylı sırıtışlar çıktı. Harry onları dövmek istedi ama eline yazık olacaktı. Gece Louis'yi bu kemikli ve hoş ellerle sarmalayıp ona dokunmak için yanıp tutuş-

"Beyler onu siz mi kendine getirirsiniz yoksa ben mi?"

Sıkılgan bir nefes üfledi -ki, buna şu an hakkı yoktu. Ne yani, adamları o kadar beklettikten sonra bir de sıkılma hakkını kendinde mi- Tamam artık Harry, lanet çeneni kapa!

İç sesi de sinir bozucuydu yani. Sabah uyandığında aklına takılan saçma bir reklam şarkısı gibi zihninin içinde dönüp duruyordu.

"Konu neydi?" Diyerek sütün tamamını içti. Süt içmek sert havasına yumuşaklık falan katmıyordu. Aksine, tamamen siyah takım elbisesi ve belinde parlayan siyah metalle kesinlikle buradaki en ürkütücü kişilerden biriydi.

"Yanına aldığın çocuktan bahsediyoruz."

İşte şimdi dikkati tamamen buradaydı. Elbette Louis konusunu bir gün masaya yatırmak zorundaydılar. Karşısında oturan Salman'a, Louis'yi kaçırdığı ilk gün haber vermişti. Eğer haber vermemiş olsaydı bile Chester veya Leslie mutlaka durumu aktarırdı.

"Ne olmuş ona?"

Bakışları adamlar yerine sıkıca tuttuğu boş bardaktaydı. Kaşlarını öyle çok çatmıştı ki yeşil gözlerinden her an alev fışkırabilirdi ve garip bir şekilde Harry, konu Louis diye bunun gerçekten olmasını istiyordu.

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin