Tummy

5.9K 544 3.5K
                                    

"Sırtım!"

Harry iniltiyle koltukta doğrulmaya çalışırken, Louis topladığı yatağın ucuna oturmuş şekilde onu bekliyordu. Dün gece büyük bir yatak mücadelesi vermiş ve onunla uyumak yerine Harry'yi koltuğa atmayı başarmıştı. Bundan şikayetçi değildi tabi ama Harry için aynı şey geçerli değildi.

Rutin işlerini hallettikten sonra Harry biraz daha açılmış görünüyordu. Kahvaltı için kapıyı açıp üst kata çıkarken, Louis büyük bir korkuyla onu takip ediyordu. Üst kata çıkıldıkça burnuna gelen yemek kokularını bile önemseyemiyordu ama acıkmadığını söyleyemezdi.

Geniş mutfağa geçildiği anda tüm bakışlar kendilerine döndü. Harry bir sandalyeye oturmuştu fakat Louis onun yanına oturamamış, dolu olduğundan karşısına geçmek zorunda kalmıştı. Bu durumda tüm bedeni geriliyordu çünkü ister istemez tanıdık birinin sıcaklığını hissetmek isteyen bedeni buzullarda gibiydi. Masada sekiz kişi falan vardı ve neredeyse hepsi de kendisine bakıyordu.

"Harold, hoş geldin."

Louis ürkek bakışlarını kaldırdığında, kızıla yakın saçları olan beyaz tenli bir kadının Harry'nin yanına geldiğini fark etti. Dün gece Harry'nin kızıl göndermesi yaptığını hatırlayınca, nefesi boğazında takılı kalmış gibi gözleri aralandı. Kadın, Harry'nin omzunu zarifçe okşayıp ona eğilmiş, parlayan dudaklarıyla yanağına hafif bir öpücük bırakmıştı. Louis istemsizce, hızla atan kalbi eşliğinde bakışlarını boş tabağına çevirdi.

Bu sırada Harry ne kadına bakmış, ne de bir şey demişti. Yanından ayrılırken omzuyla yanağındaki ruj izini silmişti yalnızca. Kadın da bu haline kıkırdayıp boş yerine oturdu.

"Klasik Harold, asla temastan hoşlanmaz."

"Beni tanıman hoşuma gidiyor Leslie," dedi düz bir ifadeyle tabağına yiyeceklerden doldururken.

Leslie gülümsedi. Ardından bir şey hatırlamış gibi yine kalktı. "Sana ballı süt ısıtmıştım. Sabahları süt içmeyi seven koca oğlan olduğunu bir türlü unutamıyorum."

"Sadece sabah mı?" Dedi içlerinden biri sırıtarak, adı Dylan'dı. Harry de ona sırıtmış, yemeklerine devam etmişlerdi.

Louis ortamdaki atmosferi anlayamıyordu. Tamam, depoda yaşamak falan yoktu ama neden bir aile yemeği yer gibi böyle bir ortam olduğunu bir türlü kavrayamıyordu. Belki de buradaki insanlar tahmin ettiğinden daha büyük bir bağa sahipti.

Sıcak ballı süt Harry'nin tabağı önüne kondu. Teşekkür mânâsında birkaç şey geveleyip Leslie'nin gülümsemesine sebep oldu. Ardından kadının bakışları kendisine dönünce çekinerek gözlerini kaçırmıştı.

"Sana çay vermemi ister misin ufaklık?"

Ufaklık mı?

Louis yüz buruşturacakken sadece başını sağa sola sallamayı tercih etmişti. Boğazı çok fazla acıyor, burnu akıyordu ve midesi çayı kaldıracak gibi değildi ve- Ve bu garipti çünkü kendi evinde bile böyle ilgi gördüğü yoktu.

"Hadi ufaklık, çekinmene gerek yok. Misafirimizi iyi ağırlamaya çalışıyorum sadece."

"Bu, neden Harry'yi bir eş gibi beslediğini gösteriyor," dedi yine Dylan. Birkaç kıkırtı yükselirken Harry buna aldırmamış, kadın ise gözlerini devirmişti.

"Evet ufaklık, ne istersin?" Dedi bariz sabırsız çıkan bir ses tonuyla. Biraz sesinin kalınlaşması, Harry'nin kaşlarını çatıp Leslie'ye ve Louis'ye bakmasına sebep olmuştu.

"Ben-" Boğazını temizledi. "G-gerek yok, teşekkür ederim," diyerek başını eğmişti yine.

"Leslie." Harry'nin sesiyle gülümseyip ona döndü yeniden. "Louis için de ballı süt yap."

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin