Biliyorum şu sahnelerden sıkıldınız belki ama sabredin keyfimden değil yemin ederim dşckmc
Bu arada, bayaa empati kurup yazmaya çalıştığım bölümlerden biri oldu, iyi okumalar yavrularım :') ♡
- - -
"S-sakin ol, ahhm, Harry."
Nefes nefese, üzerinde vahşice hareket eden adamın sırt kaslarına tutundu. Tırnakları ıslak deride çizikler bırakırken, adamın boğazından gelen hırlamalar Louis'nin tatlı iniltilerine karışıyordu. Minik elleri adamın omurgasından kayıp kalçalarını buldu, kendisine daha çok bastırırken yatağın gıcırtısı kulak tırmalamaya, fakat onlara büyük bir heyecan yaşatmaya başlamıştı.
Karanlık oda, yatağın üzerine konulmuş dizüstü bilgisayarın ışığıyla aydınlanıyor, onların her hareketiyle sallanıyordu. Halbuki on dakika önce Sherlock'un ikinci bölümüne geçmişlerdi fakat Harry'nin dikkati çabuk dağılırdı.
Eh, Louis de parmaklarına bulaşan cipsi yalamasaydı.
Louis, yumruk yaptığı elini dişlerine götürüp sıkıca dişlerken, iniltilerini yutmaya çalışarak kısık mırıltılar çıkarıyor, buğulu mavi gözleriyle, kendisini arzuyla seyreden adama bakıyordu.
Adamın büyük elleri ince bileklerini yakalayıp yavaşça yatağa bastırdı. Louis'nin dudakları aralandı ama inlemek yerine sertçe alt dudağını ısırdı. Sessiz olmalıydı. Tanrı aşkına, Flair üst katta ödev yapıyordu.
"Duymak istiyorum seni. Hadi, tutma kendini güzelim."
"O-olmaz." Bileklerini onun tutuşundan kurtarınca, küçük parmakları sertçe omuzlarına tutundu. "Ahh, biraz... Biraz durmalısın."
Buğulu gözleri ve kızarmış dudaklarıyla yalvarırken sadece Harry için tamamen bitik; fazlasıyla şehvet uyandırıcı görünüyordu. Ah, hayır... Bu haldeyken nasıl durabilirdi?
"H-Harry! Ahh..." Başını hızla yastığa bastırdı. Gelmek üzereyken dudakları çığlık atmak için aralandı. Aynı anda dudaklarına kapanan elle büyük bir inilti koparırken, Harry de dişlerini sıkarak boğuk sesiyle hırladı. Beline dolanan bacaklar yavaşça yatağın üzerine yığılırken, Louis'nin boğazından rahatlamış bir nefes çıkıverdi.
Nefes nefese baygın gözlerini araladığında, terli saçları aşağı doğru dökülen sevgilisinin yemyeşil gözleriyle buluştu. Dudaklarında Harry'nin eli, bacakları arasında o. Elini yavaşça Louis'nin ağzından çekip nazikçe bileklerini kavradı. Tek eliyle başının üzerinde yatağa bastırdığında, Louis'nin dudaklarından küçük bir inilti çıktı.
"Harreh..." diye mırıldandı uykulu sesiyle. "Sevgilim."
Adamın dolgun dudakları önce çenesine dokundu. Buğulu gözleri kapanmış, yanağına dokunan parmağı yakalamaya çalışan bir bebek gibi, kırmızı dudaklarını hafifçe aralayarak sevgilisinin dudaklarını bekliyordu.
Harry, ona beklediğini verip dudaklarını buluşturduğunda, Louis'nin ayakları Harry'nin baldırlarına sürtünmüş, tatlı mırıltılarla altında kıvranıyordu. Ona dokunmak için yanıp tutuşurken bileklerini çekmek istedi, fakat Harry ona müsaade etmemiş, dilinin kıvrımları arasında dans eden sıcaklığı emiyordu. Birbirlerine doymak o kadar imkansız geliyordu ki Harry bunu hissettikçe daha da vahşileşiyordu.
Dudaklarından sesli bir şekilde ayrıldıktan sonra, Louis'nin o parlak gözleri sonunda aralanmıştı. Harry'nin dudakları bu şahane, kusursuz ve ateşli görüntü karşısında kıvrıldığında, Louis de halsizce gülümsedi. Louis'yi izlemek paha biçilemez derecede huzur veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Runaway | Larry ✔
RomantizmHarry Styles azılı bir suçlu olarak kabul edilmektedir. Fakat polisten kaçmayı başarıp masum birinin evine sığınınca işler ummadığı şekilde gelişir. Harry,25 Louis,20