Cherry Lips

4.8K 389 1.4K
                                    

Louis, kumar salonuna bakan kısmının ayna, arka kısmının ise cam olarak kullanılabildiği mekanda oturmuş Harry'yi seyrederken, elindeki alkollü içeceğin etkisiyle sımsıcak olduğunu hissedebiliyordu. Harry'nin açık bırakmış olduğu yakalarından görünen terli göğsü, Louis'nin nefessiz kalmasını sağlamıştı.

Yanındaki bir kadından aldığı yelpazeyle yüzüne hava yapmaya çalıştı. Alkollü içkiyi en son ne zaman içmişti? Harry'le bir karnaval sonrasında? Vücuduna bıraktığı etkiyi unutmuştu.

"Bay Styles'ın kendinden emin halini görüyor musun?"

Kadınların konuşması tüm algılarını onlara çevirirken kaşlarının ortada buluştuğunu fark edememişti bile. Yelpazeyi sallayan eli yavaşladı, göz ucuyla kadınlara baktı. İlgi ve dikkatle Harry'ye bakıyor, kendi aralarında kıkırdaşıyorlardı.

"Böylesine güçlü bir fiziğe sahip erkeğin kendinden emin olmaması imkansız. Şuraya bak," diye fısıldadı hayranlıkla.

Sinirle soluyup kollarını birbirine kenetledi. Göğüs kafesi kıskançlık yüzünden alev alacaktı neredeyse. Yakışıklı, bakımlı ve özgüveni tam bir erkekle olmanın getirdiği sorumluluğun böylesine sinir bozucu olduğunu bilseydi, en baştan Harry'yi bir odaya falan kilitlerdi.

"Ah Tanrım... Nasıl terlemiş! Ona yardım etmek isterdim." Kıkırdamalar. "Şu kaslara bak, bir korumadan farksız."

Mavi gözlerini cama çevirip Harry'yi seyretti. Simsiyah ceketi ve içindeki siyah gömleğiyle öyle ihtişamlı görünüyordu ki bu görüntüyle hafızasına doluşan ahlaksız sahnelerle başını silkelemesi gerekmişti. O böyleyse yanındaki kadınların ne durumda olduğunu düşünmek bile istemiyordu.

Elini karnına bastırdı. Orada kas değil de ufak bir göbek vardı. O da kaslı olsaydı yanına yakışır mıydı? Ya da o kadınlar gibi olsaydı? Huf... Sürekli kendisini birileriyle kıyaslamaktan bıkmıştı, hem Harry onu böyle seviyorsa en azından biraz olsun bedeniyle barışabilirdi, değil mi?

İçkisini yudumlamaya devam etti. Öyle hızlı içmişti ki yüzü buruşmuş ve başının döndüğünü hissetmişti ama yine de Harry hakkında söylenenleri umursamasını engellemeye yetiyordu. Belki yani... Sadece şu saçma oyunun bitmesini ve eve gitmeyi istiyordu. Bu gecelik bu kadar stres ona yeterdi, henüz bir saat olsa bile.

Oyunun uzun soluklu kısmından sonra bir ara daha verildiğinde, Harry sessizce izleme bölümüne geçti. Kadınların hayran bakışları arasında, sevgilisinin önüne gelerek dizleri önüne çöktü. Ellerini tuttuğunda küçük odadaki bakışların irileşmesi bir oldu.

"Sevgilim?" diye fısıldadı kızarmış elmacık kemiklerine, ıslak dudaklarına ve buğulanmış gözlerine bakarak. "Sen içtin mi?"

"Hmm..." Kollarını onun boynuna dolayıp, Harry'yi göğsüne bastırarak çenesini başına koydu. Harry kıkırdayarak ona sarılırken Louis açık tutmakta zorlandığı gözlerini kırpıştırıyordu. "Eve gidelim Harreh..."

"Oyun bitmek üzere."

"Ama uyumak istiyoruuum..." İniltiyle geriye çekildiğinde kadınların şaşkınlık dolu fısıldaşmaları artmıştı, buna rağmen Louis uykusuzluk ve sarhoşluktan; Harry ise onun tatlı tavırlarından hiçbir şeyi umursayacak halde değildi.

"Bu kadar içmemeliydin." Ellerini yanaklarına koyup gözlerinden taşan ıslaklığı silmeye çalıştı. Minik parmakları Harry'nin bileklerine dolandı, esneyip dururken genç kaçağın dudaklarında merhamet dolu bir tebessüm vardı.

"Çok yakışıklı görünüyorsun," diye mırıldandı. Dudaklarında uyuşuk bir sırıtış belirirken Harry gülmemek için dudaklarını ısırıyordu. "Hep mi böylesiiin?"

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin