Cold Pizza

3.4K 363 408
                                    

Yorum ve oylarınızla destek olursanız sevinirim

Gözlerim kapanıyor. Uyku tüm bedenimi ele geçirmeye başlarken uykuya direniyorum. Fakat çok güçlü. Uykunun, yumruklarını zihnime vurup beni yorgun düşürmeye çalıştığını anlayabiliyorum ama neden olduğunu anlayamıyorum.

Bu da nesiydi?

Gözlerim uykusuzluktan kayıyor ama kollarımı sevgilimin beline sarıyorum. Ağlıyor, boynuma gömmüş tatlı yüzünü. Hıçkırıyor, sarsılan çıplak ve parlak omzunu öpüyorum. Ne kadar etki ediyor bilmiyorum ki, ne dert dinlemede, ne de dertlere olumlu bir cevap vermekte iyiyim.

Dokunmanın ne demek olduğunu onunla öğrenmişken, kendime edindiğim en iyi iletişim şekli de dokunmak oluyor. Acaba ona, onu bırakmak istemeyecek kadar çok sevdiğimi anlatabiliyor muydum?

"Meleğim, güzelim," diye okşuyorum sırtını. Daha sıkı sarılıyor bana. Uyku çok tatlı gelmese gözlerimi kapatmamak için direnemezdim. Buna rağmen sıcak yaşları boynuma süzülürken söyledikleriyle gülümsüyorum halsizce.

"Seni özledim işte, sadece sarıl," gibi bir şeyler mırıldanıyor.

Sarılırım. İkimize yetecek kadar öpücüğüm ve sarılışım var. Sen de dokunmamı seviyorsun, sarılmayı, öpülmeyi ve öpmeyi; ama sanırım senin ve sen gibi bazı normal insanların bu eylemlerini tamamlayabilen bazı şeyler var; konuşmakta ve kendinizi benden daha iyi ifade etmekte çok daha iyisiniz. Benim bundan daha iyi ifade edişim yok, Lou. Sadece iyi hisset istiyorum.

Ve sana deli gibi aşık olduğumu.

Yine de uykuya dayanamıyorum. Sanki ayrılıp gidecekmiş gibi daha sıkı sarıyorum onu. Başım kendiliğinden, yavaşça yatak başlığına yaslanıyor. Gözlerim kapanıyor. Ağzımı açıyorum, bir şey diyeceğim ama sesim çıkmıyor. Sadece esniyorum.

Bu kez uyku çok daha tatlı. Sanki gecenin bir yarısı kalkıp soğuk evde dolanmışım, ardından tekrar sıcak battaniyeme geri dönmüşüm gibi.

Uyuyorum.

Karanlıktan hoşlanmam. Louis gelmeden önce, karizmam ona karşı çizilmesin diye komodinime sakladığım yıldız ve aylı lambamı takardım hep. Beni karanlıktan söküp alan tek şeydi.

Sonra o geldi; Louis.

Gece güneşi olur mu bilmiyorum. Karanlığı aydınlatmak ay için çok zorlu bir görev oluyordur diye düşünüyordum, güneş için sabahı aydınlatmak çok daha kolaydı. Fakat sonra ayın bile ışığını güneşten aldığını anladığımda Louis'nin, benim için tek merkezli bir güneş olduğunu anlamıştım.

Fakat güneşim... O gitti.

Karanlığa gömüldüm. Beni kim uyandırdı bilmiyorum ama bu güçlü uykuya karşı koymak epey güçtü. Sonra duydum, onun adını. "Gidiyor," diye bağırdı gaipten gelen ses. "Louis kaçıyor geri zekalı, uyansana!"

O an uykuya karşı koymak çok zor değildi. Matadorun sinir bozucu hareketlerine burnundan duman çıkarıp toprağı deşen bir boğa gibi adrenalin toplayıp afallamış halde ayaklanmaya çalıştım. Yine de sarhoş gibiydim, konuşmak isterken dilimden kayıyordu harfler.

Sarsak adımlarımı üst kata yöneltirken tökezliyor, tosluyor, uykuya galip gelebilmek için yaslandığım duvara şakağımı vuruyordum. Gözlerim kararıyordu ama karanlık olmaya başlamış dünyam için ezberlediğim koridoru katetmek çok da zor değildi.

Kendimi kar soğuğuna bıraktığımda kollarımdan tutan güçlü elleri hissettim. Onun olmasını istediğim eller sinirimi bozdu. Çırpınmaya çalıştım. Bulanık görüş alanım baş ağrıma koca bir balyoz gibi vuruyordu. "Lou..." diye inledim.

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin