Kiss Of Luck

4.4K 419 1.7K
                                    

Ya biraz uzun oldu atlamadan okuyun noluuur flkvmcld
-

Gözlerini araladığında havanın kararmaya başladığını, ufuk çizgisinde, New York'un uzun binaları arkasına doğru batmakta olam turuncumsu güneşin yok olduğunu fark ettiğinde gözlerini kırpıştırdı.

Bedenini saran soğukluk ve boşluk Harry'nin çoktan yanından kalktığını gösterdiğinde endişeyle bürünmüş kalbiyle yavaşça doğruldu. Ardından, odanın tuvaletinden gelen su sesiyle halen daha burada olduğunu anlayarak rahat bir nefes verdi.

Fakat sonra, birkaç saat önce gördüğü şeylerle tekrar öfkeli bir moda büründü.

O kim oluyordu da Çinli bir kadını elde edebileceğini söylüyordu?

"Söyleyemez!" diye çıkıştı kendi kendine. Sertçe yumruğunu sıkıp diğer avucuna bastırdı. "Sen görürsün Styles. Sen görürsün!"

Hızla yataktan kalkıp üzerini değiştirdi. Şanslıydı ki bugün izinli günüydü. Siyah kot pantolonunu, siyah gömleğini giyip ayaklarına Harry'nin Star Wars desenli çoraplarını geçirdi. Tam o anda banyonun kapısı açıldığında telaşla Harry'ye dönüp yutkundu.

Üzerini çoktan değiştirmiş, saçını kuruluyordu. Louis'yi uyanık gördüğünde dudaklarına usulca ilişen gülümsemesiyle ona doğru ilerledi. Louis, kendine buna aldanmaması gerektiğini hatırlatıp gülümsemeye çalıştı.

Ah, hadi ama... Herif simsiyah takım elbisesi ve gömleğiyle üzerine doğru gelirken nasıl sakin olup ona karşı bir duvar örebilirdi? Tüm bedeni usul usul ısınmaya, göğsü karıncalar tarafından baskına uğramış gibi uyuşmaya başlamıştı. Önüne geldiğinde adamın dudakları nazikçe Louis'nin dudaklarına dokundu. Louis, parmaklarını onun kollarına sarıp sessizce öpücüğü kabullendi. Harry'nin dudakları öyle güzel hissettiriyordu ki, geri çekildiğinde mayışmış gözleriyle hayran bakışlar atıyordu.

"Neden giyindin?" Parmakları çenesini kavramış, baş parmağıyla alt dudağına hafifçe dokunuyordu. Harry'nin izlemekten asla bıkmadığı dudaklar aralandığında, Louis'nin ıslak dilinin ucu alt dudağının arkasına değmişti. "Evden çıkmanı istemiyorum bu akşam, olur mu? Çok geç olmadan döneceğim."

Louis'nin konuşmasına fırsat vermeden eğildi, dudaklarını onunkilere bastırıp dilinin kıvrımına yavaşça girdi. Louis, avucu arasındaki kolları sıkarken kapanan gözleri eşliğinde hafifçe inledi.

Herife bak, önce hipnotize ediyor, sonra hatuna falan gidiyor herhalde.

Geri çekildiğinde Louis tüm bunları bilerek somurtuyordu ama Harry, bunun sebebinin onun dışarıya çıkmasına izin vermediği için olduğunu düşünerek sırıttı.

"Sadece bebeğimi koruyorum."

Gözlerini kısarak gülümsedi. "Çık tıtlısın."

Harry kahkaha atarak ayna karşısına geçtiğinde gülüşünü düşürüp kollarını birbirine doladı. Ayağını ritimle yere vurarak sinirle onu seyrediyordu. Islık çalarak saçlarını düzenliyor, kenardaki parfümü üzerine sıkıyordu. Gömleğinin ilk üç düğmesini açıkta bırakıp kolyesini meydana çıkarırken göğsündeki kırlangıçlar belli olmuştu.

Şu Çinli hatun bayağı özel olmalı, diye düşündü öfkesinin yeri yavaşça kırgınlıkla dolarken. Burnundan soluyup dolmak üzere olan gözlerini kaçırdı.

Ama üzülmemesi gerektiğini de biliyordu. Onu iş üstündeyken yakalamalı ve tam o anda hesap sormalıydı. Tabi gördüğü anda hesap soracak kadar kendinde olabilirse...

Runaway | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin