4.7

6.2K 399 126
                                    

"Benimle neden konuşmuyorsun, abi?" diye sordu Umut, abisinin odasına girerken. Yaman'ın bakışları Umut'a döndü.

"Bir şey mi oldu yoksa, abi? İstemeden bir şey mi yaptım?" Umut'un sesi ürkek ve çekingendi. Yaman'ı tekrar kaybedecek gibi öldüren bir şüphe, bedenini kötü huylu bir hastalık gibi sarmıştı. Bacaklarını sıktı ve ağzını sımsıkı kapattı.

"Hiçbir şey olmadı, Umut." diyerek kestirip attı Yaman.

"O zaman neden canın sıkkın böyle?"

"İkra ile nasıl tanıştın?" diye sordu Yaman bir anda.

"Benim tedavi sürecimde benimle ilgilenen hemşire oydu." deyip İkra'nın pembe yalanına ortak oldu. Bu yalan ne kadar pembe olabilirdi, orası da Yaman için belirsizdi.

"Aranızda ne var peki?"

"Abi sen İkra'dan hoşlanıyor musun?"

Umut'un sesi Yaman'ın ona dönmesini sağladı.

"Hayır ondan hoşlanmıyorum." diye cevap verdi Yaman.

"Peki o zaman neden sordun bunları?" diye sordu Umut şüpheyle. Yaman gözlerini yumdu ve usulca açtı. Bakışları duvarındaki aile fotoğrafını bulduğunda konuştu.

"Ondan hoşlanmıyorum, Umut. Çünkü ben ona aşığım."

Umut: Yarın iskeleye gel, hemşire.

Umut: Sana veda etmek zorundayım.

Yaman hâlâ İkra'nın gerçekte kim olduğunu bilmiyor ama onu seviyor. Sizce öğrenecek mi? Öğrenirse sevmeye devam edebilecek mi?

Sonraki bölüme kadar bol bol yorum^^

Görüşmek üzere ❣

İskele Prensi | Texting✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin