Marshall'ın ağzından
" Her şey için teşekkür ederim Oğuzhan. Sonra görüşürüz. " diyerek Oğuzhan'ın evinden ayrıldım. Bu dini araştırmaya başlayalı çok olmamıştı ama elimde birçok kaynak vardı. Oğuzhan ve ailesi bana bu konuda çok yardımcı olmuş ve misafirperverliklerini göstermişlerdi. Beyza'nın münazarada anlattığı şeylerin abartı olduğunu düşünmüştüm ancak gerçekten bu Türkler çok sıcakkanlı ve misafirperverlerdi. Buraya geldiğimden beri sanki kalbim daha yumuşamıştı. Hayatımın 17 -18 yılı pislik çukurunda geçerken şu anki hayatım gerçekten güzeldi. Halimden oldukça memnundum ve bir şeyler öğrenmek, faydalı olmak için çabalıyordum. İçimdeki tek sıkıntı olur olmaz gelen kalp çarpıntılarıydı.
Beyza'nın evine yemek yemeye gittiğimiz zaman da aynı çarpıntı oluşmuştu. Beyza yemek koyarken , annesine yardım ederken , ve özellikle de gülerken... O böyle şeyler yaptıkça ben kalbim önce çok hızlı atıyor , sonra birden yavaşlıyordu. Bu içki içmenin verdiği sarhoşluktan daha büyük bir sarhoşluktu ve ben bu durumdan korkmaya başlamıştım. En iyisi bu durumu William'a sormaktı.
Kalp çarpıntım hep o gülerken biraz daha artıyordu. Gülüşü o kadar içtendi ki , gülüşünün güzelliği o kocaman gözlerine yansıyordu. Gözleri ışıldıyor tabirini sadece bir saçmalık olarak görürken bu ışıltının canlı örneğini Beyza'da görüyordum. Ve bu bende bir hastalık oluşturuyordu. Gülüşü her türde insanı mutlu edebilirdi kanaatimce. Güldüğünde sağ yanağındaki gamzesi ortaya çıkıyor ve ona güzel bir görüntü katıyordu. Bakmamaya çalışıyordum ama kendime bir türlü engel olamıyordum. Neden olduğunu da anlamıyordum. Etrafta pek çok kendini ortaya sunan insan varken neden kendini dünyadan saklayan ve başörtüsüne sarmalanan Beyza'ya daha çok bakmak istiyordum ? Oğuzhan'ın anlattığına göre anlattığına göre okulda bile gülüşü güzel kız olarak adlandırılıyormuş. Neden böyle adlandırıldığını şu an daha iyi anlıyordum. Oğuzhan'ın Beyza hakkında anlattığı şeyler şimdiki Beyza'nın kişiliğine hiç uymuyordu. O da sanki biraz... benim gibiydi. Neden olduğunu bilmiyorum ama Beyza bana ümit veriyordu. Küçük bir dertte hemencecik isyan etmek ve umutsuzluğa kapılmak yerine ona çözüm yolları bulmaya çalışıyordu. Bir keresinde hasta olduğu için mutlu olduğunu görmüştüm. Sanırsam grip olmuştu ama yine de mutluydu. Lily Beyza'ya niye mutlu olduğunu sorunca da "Ara sıra böyle hastalıklar olmalı ki sağlığın kıymetini bilip Tanrı'yı hatırlayalım. Ben sağlığın kıymetini daha iyi anladım ve Tanrımı hatırladım. Bundan daha büyük bir mutluluk olamaz benim için."demişti. Bu beni hem mutlu etmişti hem de tuhafıma gitmişti.
Bunları düşüne düşüne yurda geldim ve ilk olarak Lily'ye uğradım. Kapıyı tıklattım ve 'gel'sesini duyunca içeri girdim. İçeride Lily'nin oda arkadaşından başka kimse yoktu. Tam çıkacağım sırada kız bana "bekle"dedi ve yanıma doğru gelmeye başladı. Gözleri ellerinin üstünde geziniyordu ve bana bakmıyordu. Konuşmaya başladı. "Ş-şey belki Lily sana senden hoşlandığımdan bahsetmiştir. Ben diyecektim ki..."bu rahatsız konuşmayı devam ettirmek istemediğim için direk söze girdim. " Evet bana bahsetti ama ben senin benden istediğin şeyi yapamam. " dediğimde kafasını kaldırdı. "En azından bir kere denesen olmaz mı ? Belki sevgili olduğumuz zaman sen de seversin beni."dedi. Gözleri dolmuştu. İşte bundan nefret ediyordum. Bir kız bu kadar düşmemeliydi bir erkeğin gözünde. Ne olursa olsun , ne kadar severse sevsin kendini bu durumlara düşürmemeliydi. Çünkü biz erkeklerin acıma duygusu yoktur fazla. Zarar veririz kadınlara. Biz onlara sevgimizi itiraf ettiğimizde bu sevgiyi acizlik olarak görmezler ve bize kollarını açarlar. Ama biz erkekler bir kadının sevgisini itiraf etmesini acizlik olarak görürüz. Hatta kendimizi bir halt sanıp iyice havalara gireriz. Kadınlar buna izin vermemeliydi. "Ben özür dilerim. Ama sevmediğim bir insanla birlikte olamam. Sizin burada bu işler nasıl olur bilmiyorum ancak ben sevmediğim biriyle yapamam üzgünüm."dedim kibar bir şekilde ve odadan çıktım. Bu kadar kibar olduğuma ben bile inanamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Şimdi Başlıyor
Teen FictionHayatta bazı anlar vardır ki , hayatınızın dönüm noktası o anlardır. Daha ne olduğunu anlayamadan yaşanır tüm o hayatınızı değiştirecek, iyileştirecek olan anlar. Bir bakarsınız ki hayatınız kökten değişmiş. Belki bir insan, belki de bir olay aracıl...