Hışımla yorganı kafama geçirip uyumaya çalıştım. Bir türlü uyuyamıyordum. Kendimi nefret duygusunu hissetmek için zorluyordum. William'ın odadan çıktığını duyunca yatakta doğruldum. Düşünmek istemiyordum çünkü düşünmeye başlayınca iş çıkmaza giriyordu. Kendimi bir labirentin içinde hissediyor, beni çıkaracak birini ya da bir şeyi bekliyordum.
Yarım saat kadar sonra içeri William girdi. Benim uyanık olduğumu göremeyecek kadar meşgul gözüküyordu. Elinde bir kağıt vardı ve onu okumaya dalmış gibiydi. "Ne okuyorsun?" diye sorunca irkildi.
"Çocuklar bana bir kağıt verdi onu okuyorum. Bil bakalım bu kağıdı onlara kim vermiş? "diye sordu bana.
" Ben ne bileyim? Falcı mıyım ben? "diyerek William'a çıkıştım.
" Ahbap kendini bu kadar kasmasan diyorum. Son zamanlarda çok agresifsin. Bu kağıdı onlara Beyza vermiş. "dedi umursamazca.
" Beyza mı? Na-nasıl yani Beyza vermiş, çocuklar onu nereden tanıyorki? "diye sordum.
" Dostum salak olma. Her hafta bir gün Beyza çocukları ziyarete geliyor ve çocuklara yemek yapıyormuş. Bunun karşılığında da onlara kendi dinini anlatıyormuş, ayrıca çocuklar müsl... "William'ın lafını keserek soru sormaya devam ettim.
" Peki o kağıtta ne yazıyor? Baya içine gömülmüş gördüm seni o kağıdı okurken. "
" Kendi peygamberinin çocuklara verdiği değer yazıyormuş. "dedi. Beyza benim yetimhanede kaldığımı böyle öğrenmişti demek. Çocukları ziyaret ederken beni görmüş olmalıydı.
Gözlerimi açtığımda saat 6ydı. Ben de erkenden hazırlanıp okula gitmeye karar verdim. Buradan ne kadar çabuk çıkarsam o kadar iyiydi benim için. Yolda giderken iğde ağaçlarının yanından geçtim. Ah bu koku o kadar güzeldi ki. Biraz bu ağaçların altında oturmaya karar verdim. Etrafta kimseler görünmüyordu.
Gözlerimi kapattım. Doğayı dinlemeye başladım. Sabahın erken saatlerinde hava hem biraz soğuk hem de daha temiz oluyordu. Sanki bir daha hiç nefes alamayacakmışım gibi içime çektim havayı. Düşünmekten biraz da olsun uzaklaştığımı hissettim. İğde kokusuyla birlikte bu beni biraz da olsun sorunlarımdan uzaklaşmış hissettirdi.
Ayak sesleri duydum. Ama gözlerimi açmak istemedim. Birkaç metre uzağıma birisi oturmuş, farklı bir dilde bir şeyler söylüyordu. Gözümü açtığımda Beyza bir banka oturmuş, telefonda biriyle konuşuyordu. Bu kız beni mi takip ediyor diye düşünmedim değil. Nereye gitsem bu kız mutlaka bir şekilde orada oluyor.
Telefonla konuştuktan sonra gülümseyerek çevresine baktı. Normal bir gülümseme değildi bu. Sanki gülümsemesinin altında bir neden yatıyordu. Düşünceli bir şekilde gülümsüyordu. Bunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum çünkü ben de anlamadım. Az önce benim yaptığımı yaptı. Gözlerini, kapattı, derin nefes aldı ve verdi. Gözlerini açtığında buruk bir şekilde gökyüzüne baktı ve ağlamaya başladı. Sessizce ve gizlice. Beni görmemişti. Mutlu olmuştum. Biraz daha burada kalmaya ve çevreyi gözlemlemeye karar verdim.
Neden ağlıyordu ki?Ve bundan bananeydi.Kendi derdim varken onun neden ağladığını,canını neye sıktığını mı merak edecektim.ASLA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Şimdi Başlıyor
Teen FictionHayatta bazı anlar vardır ki , hayatınızın dönüm noktası o anlardır. Daha ne olduğunu anlayamadan yaşanır tüm o hayatınızı değiştirecek, iyileştirecek olan anlar. Bir bakarsınız ki hayatınız kökten değişmiş. Belki bir insan, belki de bir olay aracıl...