Gök saçlarımı karıştırdığında öfkeyle ona tekme attım. Bu rahatlık neredendi? "Söverim sana çocuk!" dediğimde Gök"Aa hocanla hiç böyle konuşmaya utanmıyor musun?" dediğin de bu hâllerine yüzümü buruşturdum.
"Sen nasıl öğretmensin ya?" dediğimde Gök oflayarak "Kızım daha kaç kere anlatayım, ben uluslararası bir atletizm branşındayım ve bu branşın görevlileri bizi derse sokmaktan çok antrenman yaptırıyor ve bize bir staj verildi. Beden öğretmenliği, hem futbolu iyi olan varsa onları geliştirip alacağız hemde birilerini nasıl yönetiriz ona bakacağız. Farkındayım bende senden en fazla bir iki yaş büyüğüm ama yapabileceğimiz bir şey yok" dediğinde "Sen kaç yaşındasın?"
Gök"On dokuz" dediğinde "Benden iki yaş büyüksün" annem yine yanlış anlamıştı. Çocuk benden iki yaş büyüktü. Kulaklıklarımı takarak yürümeye başladım, evet bugün pazartesi ve annelerimiz Gök ile beni zorla beraber gitmemiz için ikna etmişti.
Yok neymiş efendim okulun ilk günü Gök Bey'i(!) tek bırakmayayımmış, b*k yesin, neden bu çocuğa böyle davranıyorsun? Ne yaptı sana? Diyen iç sesimin kimi tuttuğunu açıkça belli etmiş oldu.
Annem"İyi anlaşmanıza sevindim" dediğinde sinirle gülerek "Bana çok iyi bir ağabey oluyor kendisi(!)" Gök"Öğretmeni olarak ben bu kızı adam ederim" dediğinde "Etme beni adam madam, uzak dur yeter, amip kılıklı öglena"
Gök"Aaa üzüyorsun beni" dediğinde "Defol" diyerek hızlıca yürümeye başladım. Bir de bugün lanet olası beden yok muydu?
Gök hızlıca yanımda yerini aldığında içimden sabır dilendim. O da kulaklıklarını taktığında ben hızlandım. Tam yanımda durduğunda kulaklıklarımı çıkarıp "Sen hocasın! Kendine gel, bir öğrencin ile gelmen ne kadar doğru?" dediğimde omuz silkerek yürümeye devam etti.
O kulaklıklar kulağına değilde arka tarafına girsin inşallah!
Bende yürümeye devam ederken şarkıyı kendimce mırıldanıyordum. Gök yanıma tekrar gelip kulaklığımın tekini çıkardı." Bu arada müzik öğretmenin de benim" "Sie oradan! Yalancı" dediğimde "Sınıfına girdiğimde görürsün o zaman" dediğinde bayılacak gibi oldum.
Müzik ve beden çok ayrı branşlar değil miydi?
Okula girmemle gözler bana döndü, Allah'ım sanırım ağlayacağım. Tek arkadaşım Sude yanıma gelip Gök'e adeta ölecekmiş gibi bakışlar atarken Gök bana göz kırpıp sırıttı ve okula girdi.
Geber!
Lanet olsun ya! Sude"Kızım bu taş kim?" göz devirerek" Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum, gereksiz biri ama" dediğimde bir şeyler öğrenemediği için dudak büzerek sınıfa doğru gittik.
Çantamı bıraktıktan sonra dolabımdan beden kıyafetlerimi aldım. Hızlıca üstümü soyunma odasında değiştirerek aşağı indim. Telefonum çaldı, okulda yasaktı ama henüz vermemiştim.
Ekranda Hayırsız yazısını görmemle gülerek açtım.
"Beni arar mıydınız siz? Üzgünüm ama yağcılık kabul etmiyorum" telefonun diğer ucundan Berke mızmızlanarak "Abla ama tatildeyim" dediğinde "Umurumda mı? Okullar açık, okulların olduğu zaman ne tatili bu?" dedim hafif kızgın bir sesle, Berke yüzünden Gök ile gelmiştim okula
Berke"Sen ders çalış, ben gezeyim. Kudur" diyerek gülmesiyle "Sen gel ben seni nasıl kudurtuyorum, bu arada babamız sen tatilde olduğun için tablet aldı" dememle sitemli sesiyle gülmeye başladım.
"İyi kudurttum mu? Hadi derse gireceğim hayırsız kardeş" Berke"İyi be, git" diyerek yüzüme kapattı.
Bende otuz iki diş sırıtarak saçımı at kuyruğu yaptım. Bahçeye inerken düdük sesiyle Gök Bey'in(!) derse başladığını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Bilinmeyen /Yarı Texting/Tamamlandı
Chick-Lit1depresif 2gençkızedebiyatı Kitaplarımın tüm hakları saklıdır, çalınma veyahut kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Salak öğretmen diye içimden geçirdim. Gerçi öğretmen bile değildi, öğretmen bozuntusu! "Birine salak demek çok kötü...