Gök Deniz ve Masal'ın bitmeyen sevgisinin adına son kez yorum alsak mı?🎶💙💜
Midemde bulunan her şeyi boşalttığım da daha fazla kusmamak için kendimi durdurmuş, gözlerimi kapatarak derin bir nefes almıştım.
Klozetin kapağını kapatarak ağzımdaki kekremsi tadı umursamamaya çalışmış, lavabonun yanına giderek önce ağzımı ardından yüzümü yıkamıştım.
Yatağa geçtiğimde gözlerimi kapatarak uyumak için uğraşsam da Gök'ün odaya girmesiyle öfkeyle solumuştum. O da bunu fark ederek kapının girişinde durmuş, derin bir nefes alarak "Kahvaltı hazır." demişti.
Ona göz devirerek "Yemeyeceğim." dediğimde tekrar yatacağım sırada "Ben hazırlamadım, karşı komşudan rica ettim. O hazırladı, gel ye. Kusup duruyorsun, bebeğe de sana da aç kalmak zararlı..." sesindeki acıyı hissettiğimde derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.
Gök ile pek konuşasım yoktu, hatta pek değil hiç konuşmuyorduk. Hatta yanımda bile uyumuyordu çünkü ben istemiyordum.
Ayağa kalktığımda geri çekilerek mutfağa doğru ilerlemiş, masaya oturmuştu. Sessiz bir kahvaltıdan sonra Gök başını kaldırarak "Bugün gidiyorum. Yanında kalsın diye kızları çağırdım, annemler seni bunaltırdı." başımı sallayarak onu onaylarken "Tamam." demiştim.
Gök bugün bir haftalık antrenman için kampa gidiyordu ve ben gitmesini istiyor muydum?
Tabii ki hayır ama Gök ile konuşamadığım için bunu ona söyleyemiyordum. Aslında konuşamamak değildi, ben içime kapanmıştım ve Gök de bunu fark etmiş, ilk günler buna müsaade etmemeye çalışmış, ardından beni biraz kendime bırakmıştı.
Ayağa kalkarak "Sen ye, ben toplarım. Çantamı hazırlayacağım." derin bir nefes alarak sessiz kaldığımda kahvaltımı yapmaya çalışmıştım. O mutfaktan çıkarken çatalımı bırakmış "Masal kahvaltını et!" diyerek tahmini merdivenlerin başında duymam için sesini yükseltirken "Ediyorum!" ona verdiğim cevapla tekrar mutfağa girmiş "Yemeyeceğine adım kadar eminim, eğer orada bir şeyler eksilmezse bizzat ben sana yedireceğim." diyerek mutfaktan çıkmıştı.
Arkadan ona dil çıkarırken gördüğüm kabus, bulantılarım nedeniyle hiçbir yiyesim gelmediği için birkaç şey alarak pencereyi açmış, aşağıdaki kedilere atmıştım.
Masayı toplamaya başladığımda mutfağa giren Gök elimden tabakları alarak beni sandalyeye oturttu. Masaya kısa bir bakış atarak sevdiğim gözlerini kısmıştı. "Nedense bir kedini yiyebileceği kadar yemişsin."
"Yedim mi? Yedim, gerisi önemsiz." dediğimde tekrar ayağa kalkacağım sırada "Kal orada." diyerek sandalyeye oturdu. Ben de sandalyede kaldığımda sandalyeye yaslanarak "Yemeye başla." demişti.
Ona göz devirdiğimde "Midem bulanıyor." demiştim. "Masal yemezsen çok ciddiyim ben yedireceğim." ona omuz silkerek göz devirdiğimde sabırlı bir nefes alarak beni izlemeye başlamıştı.
Ben de onu izlemeye başladığımda gözlerini masaya çevirerek "Ye." demişti. Gözlerimi kısarak "Yemeyeceğim." "Masal bir hafta boyunca yemek yeyip, yemediğini mi düşüneyim?" "Arar sorarsın." diyerek göz devirdiğimde sandalyeye yaslanmıştım.
Bana alayla bakarak gözlerini devirdi. "Telefonlarımı açarsan, dışarı markete gittiğimi bilmene rağmen canın bir şey istiyor mu diye aramak istiyorum ama telefonlarımı açmıyorsun. Bir gün bu inadından bayılıp kalsam haberim olmayacak."
Ona yüzümü buruşturduğumda "Yemeğini ye, gitmem gerek." diyerek kol saatine bakmıştı. Kabusum zihnimi kurcalarken kesik bir nefes aldım, Gök'ün antrenmana giderken bindiği arabada kaza yaptığını görüp görüp duruyordum ve sinirlerim bozulmuştu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Bilinmeyen /Yarı Texting/Tamamlandı
Literatura Feminina1depresif 2gençkızedebiyatı Kitaplarımın tüm hakları saklıdır, çalınma veyahut kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Salak öğretmen diye içimden geçirdim. Gerçi öğretmen bile değildi, öğretmen bozuntusu! "Birine salak demek çok kötü...