Geç olsun ama güç olmasın demişler. Sıradaki bölümümüz final gençler, iyi okumalar:)❤️❤️
NurayNagiyeva ❤️ sana bu bölümü hediye etmek için istiyorum. Umarım beğenirsin, bana instagramdan ulaşarak düşüncelerini belirttiğin için teşekkürler. ❤️
Gök'e baka kalırken içeri giren doktor"Gök Bey yalnız kalabilir mi? Yeni uyandı, kendini yorarsa sıkıntı çıkabilir" dediğinde ona dönerek "T-tabii, görüşürüz" diyerek Gök'e kısa bir bakış attım ve odadan çıkmıştım.
Odadan çıktığımda yanıma Burak geldi. "Masal iyi misin? Betin benzin atmış" dediğinde ona baktım. "Hatırlıyor" Burak kaşlarını çatarak "Anlamadım" dediğinde gözlerimi yere çevirdim. "Gök hatırlıyor, beni, bizi, anonim oluşunu. Her şeyi"
Burak'a baktığımda gülümseyerek "Gerçekten mi? Çok sevindim, hayırlı olsun." tekrar gözlerimi ona sabitlediğimde "Neden mutlu değilsin?" demişti.
"Bilmiyorum... Mutluyum ama... Ne tepki vereceğimi de bilmiyorum, öylece kaçtım. Sevinmem gerekiyor ama sevinemiyorum" Burak"Yürüyelim mi biraz?" dediğinde başımı sallamıştım.
Burak" Neden kaçtın?" dediğinde "Bilmiyorum... Zaten doktor geldi çıkar mısınız dedi hemen çıktım." Burak"Bu da kaçmanın bir yolu" dediğinde oflayarak gözlerimi kapattım.
Burak"Bence korkuyorsun" dediğinde ona döndüm. "Ne gibi? Anlamadım" "Gök'ün tekrar unutmasından? Ona bağlanmaktan? Seviyorsun ama kaçıyorsun başka ne gibi bir açıklama getirebiliriz buna?"
Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. "Tamam, neyse... Bilmiyorum..." Burak"Sen uykusuzsun da yemek de yemedin. Bunlar da çok etkili" dediğinde gülümsemiştim.
🎭
Elimdeki defter düştüğünde düşürene baktım. Mert'e gözlerimi kısarak baktığımda gülerek "Selam bücür. Gök seni arıyordu" dediğinde "Neredeydi?" "En son sınıftaydı" dediğinde başımı sallayarak etüt sınıfından çıktım ve merdivenlere doğru yürümeye başladım.Gök hastaneden dün çıkmıştı ve her şeyi hatırladığını söylediği günün üzerinden üç gün geçmişti. Ben bir şey söyleyemediğim için bana bu konuyu bir daha açmayacağını ve ben bir şey diyene kadar da açmayacağını söylemişti.
Kolumdan tutulup çekildiğimde biri bana sıkıca sarılmıştı. Nefes nefese kalmış kişiye baktım, Gök'tü. Kaşlarım çatılırken şaşırarak ona bakmıştım. "Nasıl bu hale geldin?" dediğimde "İyi misin?" demişti. "İyiyim de Gök sen iyi değilsin. Ne bu hal?" Gök gözlerini kapatarak "O Mert'i geberteceğim" diyerek benden ayrıldı ve duvara yaslanarak yere çöktü.
Gözlerini kapatırken derin nefesler alıyordu. Yanına diz çökerken "Gök koşmaman gerek, hastaneden daha dün çıktın. Tekrar mı gitmek istiyorsun? Ya koşarken başın dönseydi?" Gök"İyiyim ben, sen Mert'i gördün mü?" "Evet, bana senin beni aradığını söyledi" Gök"Bana da Melih'in seni sıkıştırdığını. Yemin ediyorum bu çocuk piç" dediğinde "Onun yurt dışına çıktığını bilmiyor musun?" dediğimde bana baktı.
"Sen nereden biliyorsun?" omuz silkerek "Derin'den" Gök yüzünü buruşturarak "Ondan haber vermek zorunda mıydı?" göz devirirken "Kötülüğüne söylememişti, sadece rahat olmam için" Gök"O varken rahat olmadığını mı düşünüyormuş?" gözlerimi büyüterek yanaklarımı şişirdim.
"Aa büyütme ama" zil çaldığında ayağa kalktım. "Gidiyorum hadi kalk" diyerek elimi uzattığımda Gök gülerek "O tek el ile beni gerçekten kaldırabileceğini mi düşünüyorsun?" omuz silkerken elimi tutarak ayağa kalkmış ama beni de kendine çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lanet Bilinmeyen /Yarı Texting/Tamamlandı
Literatura Feminina1depresif 2gençkızedebiyatı Kitaplarımın tüm hakları saklıdır, çalınma veyahut kopyalanması durumunda yasal işlem başlatılacaktır. Salak öğretmen diye içimden geçirdim. Gerçi öğretmen bile değildi, öğretmen bozuntusu! "Birine salak demek çok kötü...