42. Bölüm

5.7K 288 8
                                    

Saatlerce süren yolculuk gerçekten beni yormuştu, belim ağrıyor ayaklarım şişlikten ayakkabıdan taşıyordu. Neyse ki tren Eskişehir'e yaklaşmıştı, telefonum titrek ellerimle çıkarmıştım çantamdan. Ekran kilitini açtığımda parmaklarım çok titriyordu annemin numarasına tuşladığımda nefesimi tutmuş bir şekilde sessizliği dinliyordum. Açıldığında annemin sesi acılıydı; "Derin" ağladığı belliydi.

"Anne. Babam nasıl"

"Seni sayıklıyor Derin. Durumu çok ağır"

"Az kaldı anne. Trendeyim"

"Arif seni almaya gelecek"

"Gerek yok anne, kimse yorulmasın ben taksiyle gelirim on beş dakika sonra inmiş olacam" telefonu kapatmıştık. Hiç dinmeyen göz yaşlarım tekrar şiddetli akmaya başlamıştı.

On beş dakika on beş asır seneymiş gibi gelsede tren gara girmiş bende ayaklanmıştım herkes gibi. Trenden indiğimde bana yardım etmişlerdi, yavaş yavaş yürüyen merdivenlerden aşağı inmiş ve yürümeye başlamıştım. Çıkış için tekrar yürüyen merdivenlerden yukarı çıkmış ve çıkışa ilerlemiştim biraz yürüdükten sonra boşta olan taksiyi durdurmuş ve Hoşnudiye mahallesindeki özel hastaneye gitmesini söylemiştim.

Göz yaşlarım gidenin yerini almıştı ama artık sakinleşmem gerekiyordu. Ellerimle yüzümü temizlemiş ve camı açarak derin bir hava çekmiştim içime. Aylardır bir kere bile içmediğim sigarayı ilk kez canım istemişti. Taksi hastanenin önünde durduğunda ödemiş çıkmıştım içinden. Ağır adımlarla hastaneden içeriye girmiş, resepsiyondan yoğun bakım nerede olduğunu öğrenmiş ve oraya gitmek için asansöre binmiştim. Elim karnımdaydı, asansör kapısı açıldığında annem yoğun bakım önünde volta atıyordu. Bir adım dışarıya atıp çıktığımda onu görmüş öylece kalmıştım. Saçları ve sakalı birbirine girmişti, ama eskisi kadar yakışıklıydı, yakışıklılığından bir şey kaybetmemiş ama sanki geçen ayda dahada yaşlanmıştı, o beni görmemişti tek ilgilendi eli gibiydi. Geçen onca zamanda ona kızgınlığım yok olmuş sadece özlem almıştı yerini, bende bıraktığı can için minnet duymuştum.

Annem voltasından geri dönerken beni görmüştü; "Derin" yaşlı gözleri görüntüm karşısında şaşkına dönmüştü.

"Anne" dediğimde herkes bana bakmıştı. Doğan ve babası. Arkamdakilerden habersiz sadece anneme bakmıştım. O sıra annem hızlı adımlarla yanıma gelmiş ve sarılmıştı; "kızım!" Saçlarımdan öpmüş kokusunu içine çekmişti; "şükür döndün kızım" kızmışa benzemiyordu.

"Derin" seslenmişti Doğan ama duymazlıktan geliyordum.

"Babam nasıl anne"

"Şimdi doktorlar içeride durum ağır Derin" demişti elini kızının karnına koyarak; "Kaç aylık bebeğin" sevecen bir şekilde söylemişti.

"34 haftalık" dediğimde Doğan beni kendine çekip çevirmişti.

"Derin" gözlerimi ona kaldıramıyordum bakışlarım siyah gömleğinden ayırmıyordum; "Beni affet" derin nefes almıştı; "Bizim bebeğimiz mi?" Başımı salamıştım sadece, o an bana sıkıca sarılmıştı; "Aptalıktı gitmem! Seni orada yalnız bırakmam ama Derin.." susmuştu daha doğrusu susturulmuştu. Doğan'nın babasının sesini duymamla irkilip geriye doğru bir adım atmıştım kollarımla bebeğimi koruyarak.

"Suçlusu benim" durmuştu gözleri dolu doluydu babamla uzun yılların dostluğuna sahiplik etmişti gözündeki acı gerçek dostluğu gösteriyordu; "Doğan senden uzak durması için takip ettirdim. Senin başına silah dayandığında peşini bırakacaktı biliyordum. Bıraktı ama ruhunu sende bıraktı Antep'e gelen adam ölüden farkı yoktu. Burada aff edilmeyecek biri varsa benim kızım. Ama oğlumu affet Derin, çekiliyorum artık yeter oğluma eziyettim sana eziyettim. Torunumuda, gelinimde, oğlumuda geri istiyorum." Şaşırmıştım beni tehdit eden adamdan eser kalmamıştı sanki.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin