1. Bölüm

44K 1K 100
                                    

Londra'nın o her zaman ki kapalı havasında, bugün bir farklı uyanmıştım sanki. Balkona çıkıp içime bir derin nefes çektikten sonra, sabahlığımın cebindeki sigara pakettinden bir tane sigara çıkarıp yaktığımda, balkonumda son sigaramı içmeye başlamıştım. Bugün son günümdü her şeyim hazırdı ve ben geri dönmem dediğim eve geri dönüyordum.

O kadar büyük konuşmuşken şimdi o eve, şehre ve aileme geri dönüyordum. Kovulduğum eve daha sayabileceğim bir çok yöntemle, yok sayıldığım eve dönüyordum. Bunları; düşünürken içime daha derin çektiğim dumanı ağır bir şekilde gökyüzüne üflediğimde, yağmurun her an bastıracağını görebiliyordum. İçeriye geri döndüğümde, odamdan çıkıp salona doğru yürüdüm ve son kez yaşadığım evime baktım. Hemen herşeyi toplanmıştım ve valizlerim kapının önünde benimle birlikte gitmeye hazırdı.

İlk kez bu şehir bana yabancı geliyordu: herşeyi yakıp silip geldiğim, bu şehir şimdi bana yabancıydı gitmemi kabullenmişti belli ki. Sahı altı sene sonra o eve dönmek, alıştığım bu hayattan vazgeçmek. Beni neler bekliyordu kim bilir, yeni bir sayfa tekrar açılıyordu, hayat defterimden.

***

İngiltereden ayrılmak pek içimden gelmesede, son saatlerimi geçiriyordum bu ülkede, yeni kurduğum bu hayattan vazgeçme zamanımdı. Artık diş hekimiydim güzel bir polikliniğim de vardı. Mutluydum, bu şehir de en azından kendimce şimdi ise ablamın evlenme kararı alması, evleneceği adamla tanışmamı istemesi beni apar topar Türkiye'ye çağırması, bunların hiç biri yetmiyormuş gibi bir de babamın hastalanması, beni şu anda eşyalarımı toplamış ve son kez evime bakar konumuna getirmişti. Gerçekten gitmek istemiyor muyum? Yoksa eve döndüğüm de bitmeyecek kavgaların yeniden başlamasından mıydı korkum hiç bilmiyorum ama korkuyordum işte. Bu yüzden de gitmek istemiyordum ama öte bir yandan merak etmiyorum desem en büyük yalan olurdu, neticede bir adam ablamın hayatına girmiş kalbini çalmıştı ve ben bu adamın kim olduğu veya nasıl biri olduğu deli gibi merak ediyordum. Evden ayrılırken konuşmadığım tek insan babamdı, beni buralarda tek bırakmayansa annem ve ablamdı. Beni arayan bir tek ikisiydi babamın umrunda miydim? Değildim.

Ablamla sık, sık konuşsamda buraya yerleştiğimden bu yana neredeyse yanımda olduğunu hissetsemde yinede tanımıyordum evleneceği adamı, burada okumama, hayat sürmeme, en büyük destekçimdi ablam hatta tek destekçim, şu anda onun sayesinde diş hekimi olabilmiştim.

***

Hiç bana bahsetmemiş olması, damat adayının ortaklardan birinin olduğu ya da holding den biriydi ki o ihtimal imkansız olandı. En can alıcı soru ablamın kalbine nasıl girebilmişti, bir daha sevmez sandığım o kalp evlenecek kadar kimi sevebilmişti, kimdi bu şeytan tüylü adam. Ben bu düşüncelerimle kendimi oturur halde bulduğumda sigaramı yakmak için çakmağımı çıkarmış ve sigaramı yakmıştım. İçime derin bir duman çekip bu düşüncelerle harmanlanırken. Telefonum çalmasıyla irkilmem bir oldu, içime çektiğim tüm dumanı dışarı verdiğimde arayan kişinin kim olduğuna baktımda, annemdi.

Benim gitmeme en çok o üzülmüştü, bir gün olsun beni buralarda tek bırakmamış, hemen hergün babamdan ayrı kaldığında aramış sormuştu. En çok onun kokusunu özlemiştim, gözlerim anlamsızca dolduğunda ona olan özlememim aslında bir kalıba sığmayacak kadar çoktu. Telefon sesini kapanmaya yaklaştığında, hızla açıp kulağıma götürdüm ve annemden konuşmaya başladığımızda sigaramdan son dumanı çekip söndürdüm.

"Kızım evden çıktın mı?"

"Çıkmak üzereyim anne, ablama söylemedin değil mi? Türkiye'ye geldiğimi, daha doğrusu tamamen döndüğümü"

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin