10. Bölüm

9.3K 437 19
                                    

Multi mediya Derinin elbisesi

Ablamın yanına gidip oturduğumda için deki heyecan sonunda diline vurmuştu;

"Derin nerede kaldın"

"Hazarlaydım"

"Sevgilin bu duruma ne diyor"

"Onaylıyor çünkü sevgilim o"

"Nasıl yani?" kafası karışmıştı.

"Bir ara anlatırım. Hayırdır sen neden bu saate evdesin asil sen söyle"

"Derin ben çok güzel olmak istiyorum bu gece için" hançer darbesi inmişti kalbime, güç bela gülümseyip başımla onayladım.

"Hadi gel bakalım ne yapabiliriz, Kuaför den randevu aldın mı?"

"Hayır aklıma gelmedi"

"O zaman ilk önce ondan başlayalım sana kıyafet ararken sen de hayalın deki nişani anlatırsın bende ona göre bir taslak hazırlar ve organizasyonu başlatırım"

"Tamamdır iyi ki varsın kuzum"

"Sende ablaciğim senin mutluluğun her şeyden daha önemli kendimden bile"

"Bu ne demek"

"Seni seviyorum demek" gülümsemişti.

Odasına çıkıp en güzel kıyafetti aramaya başladık ama sorun büyüktü dolap iş kadını Topraktan başka bir şey yoktu bu kız hiç mi eğlenmeye çıkmazdı. Gerçi bir ay önceye kadar yeşil gözlerinden hüzünden başka bir şey yoktu, aşk ona yakışmıştı bana yakışmadığı gibi. Elinden sıkıca kavrayıp kendi odama götürdüm onu ve giyebileceği en güzel kıyafetleri seçmeye başladım. O çok güzeldi ve her daim en güzeline laikti, hiç bir kıyafettimi beğenmediğini belli eden yüzünden sonra onu koluma takıp sürükler gibi arabaya götürdüm ve alışveriş merkezine daldık. Bu gece onun en güzel gecelerinden biri olacaktı denediği en az 20 elbiseden birini bile beğenmemiştik taki en arkada saklı kalan bir mücevher gibi saklı bordo elbiseyi bulana kadar bir elbise bu kadar yakışırdı bir kadına, altına uyabilecek güzel bir ayakabıdaydı sıra, onu da bulduktan sonra randevumuze ancak yetişebildik. Tırnaklar, darken saç, makyaj saat çoktan geçmişti, akşam trafiğin de güç bela eve yetişebilmiştik, Allahtan doğan henüz gelmemişti.

Ben kış bahçesinde sigaramı içerken kahve eşliğinde kapının açıldığını fark ettim, gelenin babam olması korkusuyla sigaramı söndürdüm ve kapıya doğru döndüm orada öylece durmuş beni izliyordu;

"Enişte bey senin burada ne işin var"

"Toprağı almaya geldiğimi unutmuşa benziyorsun"

"Hiç unuturmuyum onu kendi ellerimle sana hazırladım"

"Derin böyle yapma"

"Tek kelime dahi etme" elimi kaldırmıştım ağzını açmaması için. "içeri geri dönsek iyi olur ablam da şimdi iner babamlar yanlış anlamasın boşuna"

"Nasıl istersen" kenara çekildiğinde bende hızlı adımlarla babamlara doğru koştum desek daha doğru tekli koltuğa kendimi atar gibi oturup, ablamın inişini bekledim.

Aşağa indiğinde güzelliği hepimizi şaşırtmıştı, şaşıranlardan biri de Doğan dı ağzı açık kalmış bir şekilde ablama bakıyordu ve kalbim de bıçaklanacak yer bırakmamıştı; "Ağzını kapat enişte suyu halıya akıyor" dedim.

"Ne"

"Su diyorum akıyor" bana baktığın da geri dönülmez oyunun fitilini ateşlemiştim.

"Bu güzellik karşısında insanın nutku tutulmasında ne yapsın" hayvan heri vuracak yer kalmadı daha ne kadar öldüreceksin beni.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin