39. Bölüm

7.5K 336 21
                                    

Derin

Havalimanına indiğimde gözlerimdeki yaş biran olsun durmamıştı, pasaport kontrolüne geldiğinde görevli polis gözlerime bakmıştı hâlâ ağlıyordum. Mühür sesi yankılandığında tekrar Londra'daydım aradan geçen iki koca yıl, hep dönecekmiş gibi bir yanım buradaydı ve sonunda yine buraya kaçmıştım.

Havalımanın dışına çıktığımda ağır adımlarla yürümeye başlamıştım, taksi durağına geldiğimde boştaki araca binmiş ve 15 Hertford caddesine gitmesini söylemiştim. Pencereden dışarıya bakarken hiç özlemediğimi fark etmiştim ve şu anda özlediğim tek bir kişi vardı. O da Doğan kim bilir şimdi ne haldeydi yine ona acı veren ben olmuştum, bunu yapmak zorundaydım Doğan'nın yaşaması için bunu yapmak zorundaydım. Araç evimin önünde durduğunda ücreti ödemiş ve inmiştim ağır ve istemsiz adımlarla kapıya doğru yürüdüğümde nefes alamıyor gibiydim giriş kapısından içeriye girdiğimde sanki dün buradaymışım gibi hissediyordum hiç gitmemiş ve bu acıları yaşamamış gibi ama hepsini yaşamıştım iki yılda bir çok şeyi yaşamıştım en imkansız aşkı, anneliği ve yine kaybedişi.

Asansöre bindiğimde dairemin olduğu kata çıkmak için basmıştım, zaman sanki o kadar yavaş akıyorduki alt tarafı üç kat çıkmam gerekiyordu ve sanki üçüz otuzüçüncü kata çıkıyormuş hissi ile savaş veriyor hatta boğuluyordum. Asansör kapısı açıldığında kendimi dışarıya nasıl attığımı bilmiyorum her şey boğuyordu beni, yerim burası değil Doğan'nın yanınıydı ama onuda elimden almışlardı. Bir korkak gibi kaçmıştım ama bu kaçışım değer verdiğim adamın ve ailemin hayatıydı. Kapının önüne geldiğimde çantamdan anahtarı arıyordum ellerim titriyor nefes alamıyordum panik içerisindeydim. Koca çantanın içerisinde sanki anahtar kaybolmuştu hiç bir yerde bulamıyordum. Çantayı paspasın üzerine boşaltıp dizlerimin üzerine çökmüş bir şekilde anahtarımı arıyordum hiç bir yerde yoktu buğulu gözlerle delirmiş gibi arıyordum. Omzumda hissettiğim elle birlikte panik olmuş şekilde dönmüştüm, kalbim o elin Doğan'nın olması için dua ederken, aklım o olmaması için dua ediyordu. Başımı döndüğümde Kate biricik dostum belkide şu anda en ihtiyacım olan kişiydi halimi gördüğünde diz çökmüş ve bana sarılmıştı;

"Derin ne oldu sana" sanki bu cümleyi bekliyormuş gibiydim duran göz yaşlarım, Kate'n bana ne olduğunu sorması için beklemişti.

Çıkmayan hıçkırıklarım bu anı beklemiş gibi tüm bedenim boşalmış ve ben konuşmak yerine sarılarak, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Sana nereden anlatmaya başlamalıyım Kate hangisini anlatmalıyım, delicisine aşık olduğum adamı terk ettiğimi yoksa ablamın onun için sevdiğim adamdan vazgeçtiğim ablamın bana ihanetini mi? Hangisini Kate sesim çıkmıyor ama sen dinle kalbimi anlatamadıklarımı duy ve çaresizliğime çare bul. Delirmeme engel ol yaşamam için bana bir sebep ver nefes almam için bana bir neden bul. Bana korkak de aşkını terk edecek kadar aptalsın de! Her şeye göğüs geremeyecek kadar korkak ve aptalsın de ama bu hissi yok et Kate ölüyorum. Öylece durduk ben ağladım o ise sadece sarıldı bazen konuşmadanda anlaşabildiğin bir dostu olmalı insanın aynı konuşmadan, görmeden ve koklamadan sevdiği gibi.

Kate'n sevgilisi yerdeki anahtarı alıp kapıyı açtığında, sarılmamız son bulmuştu çantamı toplamayı çalıştığımda onu bile başaramamıştım. Her şeyi fırlatmaya başladığında Kate toplamaya başlamış ve çantama koymuştu hepsini Chris ile birlikte koluma girip kaldırdıklarında güçlükle kalkmış ve içeriye girmiştim. Ağır adımlarla salona girdiğimde Chris koltuğun üzerindeki beyaz örtüyü kaldırıp kenara koymuştu kendimi kum torbası gibi bırakmıştım koltuğun üzerine. Kate hemen mutfağa koşmuştu büyük ihtimal kahve yapıyordu.

Bir süre sonra elinde üç fincan kahve ile dönmüştü, kahveyi alıp koltuğun kenarındaki sehpaya bıraktığımda ayaklarımı bağdaş kurar şekilde koltuğa oturmuş ve çantamda bu defa sigara aramaya başlamıştım. Bulduğumda hemen yakıp içime derin bir duman çekmiştim tüm hücrelerime nikotin geldi haberini verir şekilde. Kahveden bir yudum aldığımda gözümden yaşlar durmuş geriye iç çekişler kalmıştı; "Anlatabilecek kadar iyi misin? Derin ne oldu sana bıraktığım halde değilsin. Fazla kilo vermiş ve yıkılmış görünüyorsun ne oldu tatlım anlat bana" dediğinde tekrar kahvemden bir yudum almıştım sigaramdan içime çektiğimde başımı havaya kaldırmış ve dumanı dışarıya vermiştim sanki içimdeki zehiri veriyormuş gibi sanki yaşanan tüm acılar yok olacakmış gibi.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin