29. Bölüm

6K 314 13
                                    

Derin

Gözlerimi açtığım da kendimi tekrar yatağım da bulmuştum ve olanların sadece bir rüya dan ibaret olmasını dilemeye başlamıştım. Ama yatakta oturduğum da taşınıp buraya getirildiğimin de bilinceydim kaybetmiştim işte Deniz den sonra sevdiğim adamı da kaybetmiştim. Ona onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyemedim, kavuşmayacağımızı bildiğimiz halde onu seveyeceğim söylemeden gitmişti işte.

İki sevdiğim adam çekip gitmişti işte hayatımdan birisi canımın parçası diğeri ise kalbimin sahibiydi onlarsız daha fazla nasıl yaşayabilirim ki. Yaşamamın bir anlamı kalmadı artık ölmek istiyorum sadece ölmek istiyorum onsuz aldığım her nefes benim için ölümden başka bir şey değil bu.

Yataktan kalkıp kapıyı açtığım da güçlükle yürümeye başlamıştım, birinin yardımı olmadan yürümek güçtü ama bu acılar da son bulacak Doğan'ımın yanına gittiğim de. Asansöre doğru ilerlerken kalbim gittikçe yanıyordu o soğuk kasvetli yere ilerlerken benim de kalbim soğuyordu. Asansör kapıları açıldığında duvara yaslanarak soğukluğa ilerliyordum. Ama hala bir umutla dualarımı eksik etmiyordum rabbım den;

"Sana yalvarıyorum ona tekrar can ver! Tekrar nefes alsın ondan uzak duracam onu uzaktan sevecem. Yeter ki yaşasın Allahım" güçlükle kapıyı açmaya çalıştığım da arkamda birini hissettim.

"Siz ne yapıyorsunuz burada"

"Ben" yutkunmuştum ama boğazımdan bana acı vererek çıkmıştı "Enişteme bakmak istiyorum, kaza geçirmiştik o bugün kalbi durdu"

"Adı ne peki"

"Do-ğan Öz-öztürk"

"Öyle bir hasta gelmedi buraya kızım hem sende kötüsün hadi odana gitmene yardım edeyim"

"Nasıl yok! Gözlerimle gördüm kalbi durdu o beni bıraktı"

"Kızım sen iyi değilsin gelmedi"

"Bilerek bana böyle diyorsunuz içeri girip bakacam" beni tutmaya başlamıştı zorla içeri girmeye çabalarken; "Bırak beni! Doğan içerde biliyorum"

"Biri hemen hemşire çağırsın" dediğini duyduğum da burası bana boş gelirken şimdi insan dolu gibiydi.

"Bırak beni! BIRAK DOĞAN" çığlıklarım boğazımı parçalarken beni sıkı sıkıya tutuyordu yaralarımdan çok kalbimdi acıyan ve bunu kimse anlamıyordu.

Etime sert bir şey battığından etraftaki herkes yavaşlamıştı konuştuklarım bile yavaşlamıştı son bir çığlık atsam da yapmamıştım gidememiştim yanına; "BIRAK DOĞAN-N!" Biliyordum herşeye geç kalmıştım sevmeye de onu kazanmaya da.

Gözlerimi açtığım da tekrar kendimi yatağım da bulmuştum ve herşeyin kabus olmadığını biliyordum ilk gözlerim açtığım ki gibi davranmayacaktım. Onlar bana yok olmuş bedenini dahi göstermezken ben ona ruhumla kavuşacaktım. Bugün olmasa da yakındı bu Deniz'e de Doğan'a da kavuşacaktım hemde çok yakındı bu kavuşmam.

***

15 gün sonra - Eskişehir

Yatağımdan yavaşça kalktığım da hala içim de burukluk vardı onu kaybedeli beş koca gün olmuştu cenazesine gidememiştim. Açıkçası kimseyle konuşmadığım için onlarda benimle iletişime geçemediği için bilmiyordum nereye defin ettiklerini. Ama bırakacağım intihar mektubunda vasiyetim onun yanına gömülmek olacaktı bu dünya da kavuşamamıştık ama biliyorum diğer dünya da birbirimizin olacaktık.

Odam'ın balkonuna çıktığım da hava soğuktu, soğuktan öte buzdu aslına bakılırsa ama tuhaf bir güzel parlıyordu güneş sanki bak bu güneş senin için son kez parlıyor der gibiydi. Gözlerimden yere doğru süzülen göz yaşımın damlasıyla olayın olduğu güne dönmüştüm onu oda dan kovmamalıydım. Gecenin bir saatı yarı uykulu yolla çıkmamalıydık, o direksiyonu tutabilseydim ya da Doğan'ı sevdiğim adamı uyandıra bilseydim şu anda yaşıyordu. Ona dokuna biliyor olacaktım. Dokunamasam da her gün görecek ve ya sesini duyabilecektim ama ben herşeyimi şafak vaktı kaybetmiştim, günün aydınlamamış en püslü zamanında.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin