43. Bölüm (Final)

11.3K 330 66
                                    

Yavaşça yataktan doğrulduğumda, ayaklarımı aşağı doğru sarkıtıp terliğimi giymiştim. Doğan kapıyı açıp içeri girdiğinde benim kalkmaya çalıştığımı görmüştü. Yardım etmeye yanıma geldiğinde iki büklüm kalkmıştım, üstüme sabahlığımı giydirdiğinde hemen koluma girmiş ağır ağır yürümeye başlamıştık. Kapıyı açtığımda dışarıda ne halde olduklarından haber yürümeye başlamıştım.

Bekleme salonuna yaklaştığımızda annem içi boşalmış bez bebek gibiydi. Sanki babamla birlikte o da bırakıp gitmişti bizi, Hazar kucağında bebeklerini tutuyordu. Ablam yere çökmüş sessiz sessiz ağlıyordu, sevdiğim adamın babasını ağlarken gördüğümde haline gülmek istemiştim. Böylesi acımasız adım şimdi acı çekiyordu öyle mi? Hayat daha bana neler gösterecekti gerçekten bilmiyordum.

Doğan hem koluma girmiş hemde diğer eliyle bana destek vermişti. Annem akıttığı sessiz göz yaşlarıyla başını kaldırdığında beni görmüştü. O kadar çökmüştü ki ne çok şey yaşatmıştık, o zaman düşünülmeden yapılan şeyler şimdi pişmanlık olarak karşısında durabiliyordu insanın. Annem hem oğlunu kaybetmişti şimdiyse hayat yoldaşını, güçlükle ayağı kalkıp yanıma gelmişti güçlü görünmeye çalışarak; "Kızım neden çıktın odandan" demişti her iki eliyle yüzünü biran önce temizlemeye çalışarak.

"Babamı görmek istiyorum anne" bu cümleyi kurmak ne kadar zormuş o an yeniden anlamıştım. Gözümden yaş süzülürken.

"Derin!" Demişti titrek sesle.

"Anne vedalaşmak istiyorum" boğuk çıkmıştı sesim. Hepsi bana bakıyordu.

"Kızım" devamını getirememişti yaklaşıp elini avucumun içine almıştım. Elini kaldırıp öpmüş, yanağımı dayamıştım.

"Yalvarırım anne!" Canım öyle çok yanıyordu ki nefes almakta bile güçlük çekiyorum.

"Tamam" pes etmişti. Asansöre yöneldiğimizde babamı görmek için morga gitmeye başlamıştık.

Asansör kapısı açıldığında içim buz tutmuştu daha oraya girmeden, ağır adımlarla yürüyordum. Morg kapısı açıldığında görevli orada bekliyordu, babamın adını söylediğimizde kapıyı açıp çıkarmıştı. Onu öyle beyaz kumaşla kaplı gördüğümde dizimin bağı çözülmüştü, Doğan beni tutmasa yığılırdım kalırdım orada. Küçük küçük adımlarla yürümüş yaklaşmıştım, örtüyü açtıklarında boğazımda biriken düğüm feryat olarak çıkmıştı; "Ah-h" gözlerimi yaşlar dolmuş görmez olmuştum; "Ba-baba" yavaşça elimi kaldırıp kırlaşmış saçına dokunmuştum. Yavaşça eğilip, dudağımı değirmiştim alnına ne kadarda üşümüştü buz tutmuştu bedeni; "Üşümüşsün baba" saçlarını okşuyordum; "Oldu bitti soğuğu hiç sevmezdin baba! Bu soğukluk sana hiç yakışmamış" sarılmıştım. Kendime kızmıştım nefret etmiştim, ona yaşattıklarıma, kaçışlarıma şimdi nasıl iyi anlamıştım o zamanın kıymetini. Yeterince öpememiştim, sarılamamış ve sevdiğimi söyleyememiştim.

Sürenin dolduğunu söylemiş ve beni uzaklaştırmışlardı. Gitmek istemiyordum onu bir kez daha bırakmak istemiyorum, Doğan beni sıkı sıkıya tutuyordu ama ben elinden kurtulmaya çalışıyordum. Sarılmak bırakmak istemiyordum, çırpınışlar ve acıyla birlikte tüm gücüm tükenmişti. Doğan tüm gücüyle beni tutmuştu başarmıştıda, güçsüzce bedenim kollarında yığılmıştı. Kendimdeydim ama ne hareket etmeye nede konuşmaya gücüm kalmıştı. Beni kucağına aldığında başımı boyuna dayamış, gözlerimden usul usul yaşların inmesine izin vermiştim.

Annem sarkan elimden tutmuş bana güç vermeye çalışıyordu ama ne güç kalmıştı ne de can. Giden hep benden olmuştu, herkesin yarası vardır ama benimkisi hep bir fazla ağırdı. Asansöre bindiğimizde, iç çeke çeke ağlıyordum, yattığım odanın katında kapı açıldığında gözlerim yeniden onları görmüştü. Ama ne bağırmaya gücüm vardı, ne de onları düşünmeye. Odamın önüne geldiğimizde annem kapıyı açıp içeriye girdiğinde o da benimle ağlıyordu. Bu saaten sonra yapılacak tek şey ağlamak ve duâ etmekti. Beni yatağıma bıraktığında yavaşça terliklerimi çıkarmış ve üzerimi örtmüştü pikeyle. Sessiz sessiz ağlıyordum, annem eğilip saçlarımdan öptükten sonra tekrar çıkmıştı odadan. Doğan sandalyeyi çekip yanıma oturmuş elimi sıkıca tutmaya devam etmişti.

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin