23. Bölüm

6.5K 338 8
                                    

Sözlerim babamları fazlasıyla üzmüş gibi görünüyordu, iyi olmadığımı biliyorlar ama iyi olmak istediğimi de. O esnada ablam yüzüme düşen saçlarımı geriye aldı ve ekledi;

"Derin'im bak biz seni bir süreliğine uzaklara tatil götürmeyi karar verdik, sende ister misin? Ben, sen, Doğan ve Hazar" Gözlerimi kaldırdığım da doğram öylece izliyordu beni.

"Olur ne zamana düşündüğünüz?" Dedim hala ürkek sesle.

"Yarın sabah erkenden çıkacaz. Hazarın arabasıyla"

"Tamam."

"Hadi gel acıkmışsındır. Masaya geçelim" beni yavaşça kalkmama yardımcı olup, yemek masasına geçtiğimizde.

Her zaman ki yerim oturdum, yanıma Hazar'ı beklerken. Doğan oturmuştu o an içim kaplayan huzur tekrar kendimi güvende hissedişim gelmişti yerine. Tam karşıma Hazar onun yanına da ablam oturdu, masa da iş dahil herşey konuşuluyordu o günü bana hatırlatmamak için, o sıra masanın altında olan elimi sıkıca tutuğunda Doğan'a doğru döndüm ve öylece baktım ona.

Gözleri, gözlerime değdiğinde kalbim hızla çarpmaya başladı ama yakalanmak uğuruna bile olsa elimi bırakmasını istemedim. Parmaklarımı onun parmaklarına kenetledim öylece durdum, yemekler masaya geldiğinde Elmas Teyze'nin yüzünü görmemle ellerimiz ayırmam bir olmuştu. Tabağıma sevdiğim ne kadar sebze varsa koymuştu, masa da ziyafet vardı. Fırında köfte bir yapmıştı, ben bir tek onu yiyorum diye zeytin yağlı sarmalar. Bir kuş süttü eksikti, yemekten bir iki çatal aldıktan sonra dürdüm ve onların yerken hala konuştukları iş sohbetlerin dinlemeye devam ettim. Bir ara İstanbul'da karşılaştıklarını anlatmaya başlamıştı Hazar, ben onları öylece dinlerken Doğan bana doğru yaklaştı ve kulağıma fısıldarcasına söyledi;

"İyice zayıfladın, biraz da bir şey ye benim için" ona doğru bakarken içimden yemek gelmediğini söylemek istesem de onun için çatalıma bir Brüksel lahanası aldım ve ağzıma attım. Ben çiğnedikçe büyüyordu lokmam, o esnada tatlılarla geldiğin tontuşum elinde gördüğüm tek şey beni kendine doğru çeken sütlaçtı.

"Elmas teyze bana elindeki sütlaçı bana verirmisin?" Herkes pür dikkat bana bakmıştı birden, belkide bugün günler sonra istediğim ikinci şeydi. Önümdeki tabağa alıp sütlaçı bana verdiğinde, zevkle kaşığımı içine daldırıp hemencecik ağzıma götürdüm.

Tabağım bittiğinde bana pür dikkat izliyorlardı; "bir tane daha ister misin? Yavrum"

Ben istesemde midem istemiyordu şimdiden ağrımaya başlamıştı, başımı olumsuz sallayıp cevaplamıştım; "yok Elmas teyze bu kadar yeterli benim için"

"Peki yavrum" önüm deki boş tabağı aldığımda hepsi tekrar yemeklerine dönmüştü. Kendimi tekrar yorgun hissetmeye başlamıştım, gözlerim kararıyor ve nefes alış verişlerim hoşlanıyordu.

"İyi misin?" Bana doğru panik olmuş bir şekilde bakıyordu.

"Yoruldum Doğan! Odama çıkmama yardımcı olur musun?"

"Kızım biraz daha otursaydın"

"Anne canım çok yanmaya başladı, izninizle Doğan bana yardım edebilir mi? Odama çıkabilmem için"

"Tabi yavrum" ayağı yavaşça kalktığım da etraf birden kararmıştı geriye doğru sendelediyim de herkesin ayağa kalktığını gördüm. Doğan herkesi sakinleştirdikten sonra tek seferde beni kucağına almıştı.

"Bırak beni Doğan yorulma"

"Kuş tüyünden bile daha hafifsin. Yorulmam ben, beni bir ömür taşı de kucağında hiç yorulmadan ve de gocunmadan taşırım"

Aşkın kadife hali (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin