Ellerim onun boynunda dudaklarımı açlıkla öpüp emiyor ara sırada ısırıyordu. Bende ona karşılık veriyordum. Ama onun kadar iyi değildim.
Dudaklarını dudaklarımdan çekip bu sefer boynuma doğru gitmeye başladı. Ama ben daha fazlasını yapmak istiyor muydum? Onu bile bilmiyordum.
Boynuma dudaklarını bastırıp derin derin nefes almaya başladı. "eğer devam edersem çok kötü olabilir. Onun için durdurabilirsin. Sadece tek kelimen yeter." düşündüm. Düşündüm ve en sonunda
"buna her ikimizde hazır değiliz. Bundan daha fazlasını gidebileceğimi zannetmiyorum." Asaf kafasını sallayıp karısının alnına sahiplenici bir öpücük kondurdu. Elvan yüzüne hiç bir ifade takınmadan sadece baktı. Asaf ise üzerimden kalkıp kolumdan tutarak beni yataktan kaldırdı.
Sonrada odadan çıkıp gitti. Telefonumu elime alıp saate baktım. 6.45 geçiyordu. Bende hemen kıyafet bakındım. En sonunda kıyafetimi bulunca banyoya geçip üstümü giyindim.
Üstüme birbiriyle takım olan etek ve bluzu geçirdim. Sonrada makyaj masama oturdum ve yüzüme nemlendiricimi sürdüm. En son olarak saçlarımı tepeden toplayıp sıkıca at kuyruğu yaptım.
Ayağıma terliklerimi geçirip aşağıya indim. Herkes masaya doğru ilerliyordu. Bende onların yanına ilerledim. Asaf beni görünce kızgın boğa gibi üstüme gelmeye başladı.
En sonunda yanıma gelip bileğimden tuttu ve kafasını bana yaklaştırarak "bu halin ne kızım? Git üstünü değiştir." sırıtıp ellerimi Asafın boynuna sardım ve
"boşuna uğraşma kaybedeceksin. Onun için ne giydiğimede karışma. Hem üstelik ben hep böyle giyinen bir insanım. "
"belli. Ellerini çek boynumdan." Bir an afallayıp ellerimi boynundan çektim. Ben ne yapmaya çalışmıştım ki.
Birden elimi tutup masaya doğru gidince ne yapmak istediğini anlamış bulunmaktayım.
Masaya yaklaşınca herkes bana baktı. Ceylan hanım ise başını olumsuz anlamda sallayarak beni süzmeye başladı.
Ona aldırmadan yerime geçip oturdum. Herkes tam olduğu için güzelce yemeğimden yiyip suyumdan içerek yemeğimi sonlandırdım.
En sonunda herkes çardağa geçince bende mutfağa girdim ve dolaptan soğuk içecek alıp bir tepsiyede bardak koydum.
Yukarı çıkıp herkese içecek kattım ve bende yerime oturarak içeceğimden içmeye başladım. Birden havada patlayan havai fişeklerle herkes havaya baktı.
Elimdeki içeceği kafama dikip yanımda oturan Ali Asaf baktım. Bana bakıyordu. Neden böyle güzel bakıyordu ki. İfadesiz yüzümle tekrardan havaya baktım. Sonrada biten havai fişeklerden sonra Mardinin karanlıktaki ışıklarla olan dansını izledim.
En sonunda herkes ayağa kalkıp odalarına çekilmeye başlayınca bende odama gittim. Ama kendimi değişik hissediyordum. Yağmurum yanımda değildi. Aslında bu odada olması hep uyanma tehlikesi teşkil ediyor ama ben özlüyorum. Genede ben onun rahatını bozamam.
En sonunda üstümü çıkarıp düzgün şort ve atlet giydim ve yatağa yatıp cenin pozisyonu aldım.
Yanıma yatan kişinin ağırlığıyla Asafın geldiğini anladım. Birden ellerini belime koyup beni kendine çekti. Bir elini boynumun altından geçirip saçlarıma saldırdı. Bir elinide karnıma koyup beni daha fazla kendine bastırdı.
Bir türlü uyuyamıyordum. Bu da Asafın kollarında kıpırdamama sebep oluyordu. Karnımı sıkıp beni uyarmaya çalıştı. Ama ben rahat değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVAN ERSAN
FanfictionElvan silahın önünde duruyordu. Karşısındaki adam kadına dikkatlice bakıp tüm konağı yerle bir edecek kadar sert bir şekilde kükreyip "çekil kadın. Yoksa sende ölürsün." diye bağırdı. Herkes korktu ama Elvan Ersan korkmadı. O sadece Allahtan korkar...