-20. BÖLÜM -

7.7K 189 20
                                    

Yerdeki bedenden hızlı bir şekilde kan akarken Emrede hala vurduğu kişinin şaşkınlığını yaşıyordu. Hayatında ilk defa birini kafasından vuruyordu ve o kişide bu mu olacaktı. Karşısında ona şaşkınca bakan kişiye. Sinirli bir şekilde.

"sen yenge. Offf ne yapıyorsun ya? Git saklan. Neden adamın karşısına çıkıyorsun. Ya sana bir şey olsaydı, abime ne diyecektim?" en sonunda karşısındaki yengesine bakmadan konuşmasını bitirip, bu sefer gözlerini kadına çevirdi.

"yenge pardon. Şey oldu. Şey yani. Offf boşver. Offf abime ne diyeceğim?"

"nasıl ne diyeceksin?" Elvan birazda merakla sorduğu soruya cevap bekliyordu ama karşısındaki adam resmen kıvranıyordu.

"yenge, şey annem. Annem vurulmuş. Ölmüş. Ve ben hiçbir şey yapamadım." Emre en sonunda yere yığılıp "lanet olsun ki yetişemedim. Annemi bile kurtaramadım. O da babamla birlikte göçtü. Yenge şimdi abime ne diyeceğim?" Elvan yerdeki adama yaklaşıp omuzlarından tuttu ve ona güven verici bir şekilde.

"ben söylerim. Şuan karının sana ihtiyacı var. Onun yanına git." Emre yengesine şaşkın bir şekilde bakıp sonrada kafasını salladı. Ayağa kalkıp aşağıya doğru indi.

Elvan da yerde yatan adama ve onun yaralanan adamlarına bakıp, sonrada kendi odasına doğru adımladı.

Odaya girdiği an gözleri telefonunu aradı. Telefonu bulunca direk eline alıp Asafı aradı. Telefon hemen açılınca, gülümseyip karşı tarafı dinledi. "Elvan. İyi misin?"

"iyiyim. Emre geldi."

"peki. Herkes iyi mi?" kadın yüzünü acıyla buruşturup.

"Asaf. Adamım. Şey, annen. Yani o, Adamım en iyisi sen buraya gel." karşıdan derin bir nefes alıp verme sesi geldi.

"yaralı mı?... Yoksa öldü mü?" sinirliydi ama genede sesi kısıktı. Duyacağı şeyden korkar gibiydi. Elvan gözlerini sıkıca kapatıp yatağına sakince oturdu.

"Asaf, adamım. Annen, hayata gözlerini yumdu. Üzgünüm Asaf. Gerçekten onu korumak isterdim ama..."

"Senin suçun değil. Kendini asla suçlama... Seni seviyorum kadınım." güçsüz çıkan sesle, Elvan ne yapacağını bilemedi. Sonuçta sevdiği adam üst üste sayılabilecek bir şekilde hem annesini hemde babasını kaybetti. Gözlerini kapatıp.

"bende adamım. Bende. Seni dünyadaki her şeyden çok seviyorum. Ne olursa olsun seveceğim." Asaf karısının söylediklerine acı bir tebessüm verip, karşısındaki adamın kafasına silahı geçirdi. İdris ağa gelen darbeyle oracıkta bayıldı.

Asaf arkasına dönüp "bu adamı depoya götürün. Sonra işini hallederiz. Ha birde oğlunu halledin." adamlar Asafa kafalarını sallayıp İdris ağanın yanına doğru koşturdu. Sonrada adamın bacakları ve kollarını tutup havaya kaldırdılar ve götürdüler.

Asaf konaktan çıkıp kendi konağına doğru ilerledi. Arabasıyla son hız ilerliyordu. Gözleri kızarmıştı, hissediyordu. Elleri arabanın direksiyonunda sımsıkı duruyordu. Oradan ayırmak istemiyormuşçasına.

En sonunda konağın önüne gelince, konaktan taşınan yaralı adamlara tiksinerek baktı. Onlara bakmayı kesip konağa girdi. Yerde çok fazla kan vardı. Hizmetli kadınlar kanları temizleyip ağlıyordu.

Elvan yatağından kalkıp kapıya doğru ilerledi. Kapıyı tam açacaken, kapı açıldı ve kafasına çarptı. Tam yere düşecekken bileğinden tutan kocası onu kendisine çekmişti.

Asaf karısına endişeli bir şekilde bakıp "Elvanım. İyi misin? Kafan acıyor mu?" Elvan adamın boynuna kollarını dolayıp sıkıca sarıldı. Sonrada adamın yanağına dudaklarını bastırıp tekrardan sıkıca sarıldı. Adamda ona karşılık veriyordu.

ELVAN ERSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin