1 buçuk ay sonra.
Elvan ve Asaf gün geçtikçe birbirlerini daha çok seviyordu. Üstelik Elvan yeni ailesine baya baya alışmaya başlamıştı.
Bu bir buçuk ay içerisinde hiç bir sorun çıkmamıştı. Yani Elvan öyle zannediyordu.
Asafa ve Cevat beye gelen tehdit mesajlarıyla Asaf ilgileniyor bunları yapan kişiyi arıyordu. Ama öyle bir şey varki. Adamın veya kadının tek bir izini bile bulamamıştı.
Biliyordu. Etrafında bir sürü düşmanı vardı. Ama hangisi böyle bir şeye kalkışırdı ki. Asaf karısının gitmek istediği yere ya kendisi götürüyordu. Yada korumalar eşliğinde göndertiyordu.
Elvan değişen bazı şeyleri anlamamıştı. Ama bu böyle devam ederse bir gün patlayacaktı. Sanki kendisini özgür hissetmiyordu.
Evet kocasını çok seviyordu ama çok korumacı davranıyordu.
Elvan yatağında Yağmurla uzanmış bebeğinin o tatlı yüzüne bakıyordu. Yağmur bir kaç kelime etmişti bu haftalar içerisinde.
Elvan çok mutlu olmuştu ama ilk anne demesi ve onu kendisine demesi onu üzmüştü. Oysaki bu kelimeyi Denize söylemeliydi. Zaten Yağmur biraz daha büyüsün ona her şeyi anlatacaktı.
Asaf evine geldiğinde etrafta karısını aradı. Herhalde odasındadır diyip odasına doğru gitti. Ama telefonuna gelen mesajla telefonu çıkarıp mesajı açtı. Gene bilinmeyen bir numaraydı.
Mesajda bir fotoğraf ve mesaj vardı. Fotoğrafta eskiden olan bir ilişkisinin resmi vardı. Ciddi düşünülen ama sonradan ayrıldığı bir kadınla samimi bir pozun resmiydi. Altında yazılan mesaja baktı. 'Asafcık acaba bu resmi karına göndersem ne düşünür. Bu arada bu kadınla çok yakışıyormuşsunuz. Neden ayrıldınız ki. Bide sana başka haberlerim var. Ama onu karından öğren artık.'
Ali Asaf kaşlarını çatıp içeri girdi. Ama karısı Yağmurla birlikte yatakta uzanmış uyuyorlardı. Ali Asaf gülümseyip Yağmuru kucağına aldı ve aşağıya indirip beşiğe yatırdı. Biraz miniğiyle oyalansa fena olmazdı. Asaf bebeğin yanına çektiği koltukla beşiğe yaslandı. Gerçek çocuğu olmasada onu kızı gibi görüyordu. Onun için kızını çok seviyordu. Kızının başında onun minik yüzünü, sarı saçlarını, her şeyini ezberlercesine bakıyordu.
Elvan ise yatakta uyurken gelen arama sesiyle yataktan kalktı. Birden gelen aramayla korkmuştu. Telefona baktığında bilinmeyen bir numaraydı. Numarayı açıp kulağına götürdü.
"merhaba Elvan Ersan. Beni tanımıyorsun ama ben seni çok yakından tanıyorum." Elvan duyduğu erkek sesiyle kaşlarını çatıp.
"ne diyorsun sen?"
"şimdi sana bir kaç resim göndereceğim. Ondan sonrada tekrardan arayacağım. Kesinlikle resimlere bak." Elvan kaşlarını çatıp yüzüne kapanan telefona baktı.
Mesaj sesi gelince o bölüme girdi ve resimlere baktı. Önce bir kadın gördü. Güzel bir bayandı.
Sonra Ali Asafla samimi olan resimleri. Baya baya samimi olan resimleri vardı. Sonra bir bebek resmi. O bebeğin biraz daha büyümüş hali vardı. Bunlar ne demek oluyordu ki.
Telefon tekrardan çalınca hemen açtı. "aaa bu kadar hızlı açacağını düşünmemiştim."
"bunlar ne demek? Sen kimsin?"
"yavaş canım. Anlatacağım. Şimdi bu kadın bir aralar Ali Asafın ciddi düşündüğü bir kadındı. Hatta o kadar ciddi düşünüyorlardı ki birlikte oldular. Sonra kadının tek bir hatasında onu ortada bıraktı ve ayrıldı. Ama bir şeyi bilmiyordu o kadın hamileydi. Hemde Ali Asaftan. Kadın gururuna yediremeyip bebeği sakladı. Onunla yurt dışında yaşadı. Ama kadın işini kaybetti ve parasız kaldı. Şimdi çocuğa bakmakta zorlanıyor ama oraya gelemiyor. Neden sence çünkü siz evlisiniz. Üstelik sizin çocuğunuz bile yok. Ama onun bir çocuğu var Ali Asaf Diyaroğullarından. " Elvanın gözünden bir damla yaş aktı ama silmedi. Onun üstüne ardı ardına bir sürü yaş aktı. En sonunda titreyen sesiyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELVAN ERSAN
FanfictionElvan silahın önünde duruyordu. Karşısındaki adam kadına dikkatlice bakıp tüm konağı yerle bir edecek kadar sert bir şekilde kükreyip "çekil kadın. Yoksa sende ölürsün." diye bağırdı. Herkes korktu ama Elvan Ersan korkmadı. O sadece Allahtan korkar...