-19. BÖLÜM -

6.6K 180 11
                                    

Gözlerim karşımda duran silahını hala indirmemiş kişide ve arkasındaki dedemdeydi. Dedem endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

Bende ona bakmayı kesip hala silahını indirmemiş olan Kerem beye bakıyordum. Gözleri silahı hala bana doğrultan adamlardaydı.

Birden yukarıdan gelen seslerle irkildim ama arkama bakamadım. "Elvan." endişeli gelen sesle gözlerimi kapatıp geri açtım ve yere baktım. Yere eğilip adamın boynuna parmağımı bastırdım. Nefes yok, solunum yok. Kerem bir adamı öldürmüştü. Benim için. Şimdi hapsemi girecekti?

"Elvan, kadınım. Bana bak. Bir şeyin varmı?" kolumdan tutulup yerden kaldırıldım. Sonra gözlerim Asafımla kesişti. Bana çok endişeli bakıyordu.

"Elvan iyi misin?" kafamı olumlu anlamda sallayıp Kereme baktım. Silahını indirmiş bize bakıyordu.

Dedem ve Kerem bize doğru ilerledi. Yerdeki adamın adamlarından bazıları ya kaçmış, bazılarıda o adamın başına oturmuş yaşıyormu diye bakıyorlardı.

Yanımıza gelen dedem ve Keremle gözlerim sadece Keremde takılı kaldı. O bana bakmıyordu ama ben bakacaktım. Neden kendi hayatını böyle bir şey için tehlikeye attı ki. Anlayamıyorum.

"Elvan kızım. İyi misin?" kafamı olumlu anlamda sallayıp, bu sefer bana bakan Kerem beyin gözlerine baktım.

Sonrada başımı Asafa çevirip baktım. Endişeli yüzü sadece bana odaklanmıştı. Şuan ne yapacağımı şaşırmıştım. Benden önce Ali Asaf davranıp, ellerini belime sarıp beni kendisine çekti.

Bende elimi onun boynuna dolayıp, kendimi huzurun kollarına bıraktım.

Asafın benden ayrılmasıyla ona baktım. Gözleri Kereme odaklanmış şekilde. "sağol. Ben burayı hallederim. Senin başın yanmayacak." Kerem sadece kafasını sallayıp arkasını döndü ve gitti.

"Elvan. Sende odana. Yat dinlen. Ben senin yanına geleceğim."

"tamam. Ben iyiyim. Endişelenme daha fazla." gülümseyip yanaklarımdan tutup alnıma öpücük koydu.

Ondan ayrıldıktan sonra dedeme sarıldım ve tüm bakışlara rağmen kimseye bakmadan yukarıya çıktım. Birazdan burada çıkacak kıyameti bile önemsememeye çalışıyordum.

Odama girdikten sonra yatağıma oturup sadece bekledim. Neyi beklediğimi bilmeden öylece oturdum.

Aşağıdan gelen bağırma sesleri Asafın ne denli delirdiğini gösteriyordu.

Uzun bir sürenin ardından sadece yatağın başlığına yaslandım. Sesler kesilmişti ama gelen giden olmamıştı.

O sırada Asaf karşısındaki dayaktan yüzü gözü kan olmuş adamlara bakıyordu. Yanı başında Emre ve Salih ağa vardı.

"konuş lan. Ne cesaretle benim konağımda, benim karıma silah doğrultursunuz. Benden habersiz kim töreyi yönetiyor?" adamlar o kadar dayak yemişti ki en sonunda arasından biri.

"ağam. Valla biz yapmadık. Bizim ağa emretti, onun emrine uyduk. Ağam Emir kuluyuz."

"kim lan sizin ağanız?"

"İ-İdris ağa." adamın titreyerek söylediği şeye Asaf sadece kahkaha atmak istiyordu. İdris he. Bu köpek ne zamandan beri bize böyle düşman kesildi. Onunda bu adamları kadar kötü olmasını istiyordu. Hatta arzuluyordu.

Adamlarına bakıp "alın bu köpekleri, sahiplerinin önüne atın. Bide mesaj olarak Ali Asaf Ağa ziyaretinize gelecek de."

"tamam ağam... Kalkın lan." adam Asafa saygılı bir şekilde konuştuktan sonra diğer adamlara koşarak bağırdı.

ELVAN ERSANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin