Multimedya: Ruelle ft. Fleurie - Carry You
Keyifli okumalar...
⛧
-James-
James, omzunda ağlayan sevgilisinin sırtını sıvazlarken bir çok farklı duyguyu aynı anda taşıyordu ve hangisinin yüzünde asılı kalacağını bir türlü kestiremiyordu.
Öfke, endişe, kararsızlık... ama en çok da şüphe.
"Yarana pansuman yapmalıyız. Kanama devam ediyor." En sonunda konuşmaya karar verdiğinde Tessa'yı omuzlarından tutup kendisinden uzaklaştırdı ve yavaşça elini yarasında gezdirdi.
"Yapma, yapma..." diyerek geriye sıçradı kız, "acıyor zaten." Ardından aklına bir şey gelmiş gibi öfkeyle kızıştı, "O manyak kızı tanıyor musun sen!"
James'in ilk önce kaşları çatıldı. O kızın dedikleri Tessa'yı etkilemiş olmalıydı çünkü büyük bir şüphe ve kıskançlıkla James'e bakıyordu. Düşündü, onu tanıyor muydu?
Bu soru kafasını karıştırıyordu, oysa cevabı basitti. Hayır. Tanımıyordu. Peki bunu neden dile dökemiyordu?
"James! Sana bir soru sordum, o kızı tanıyor musun!?"
"Hayır." Dedi en sonunda o da kızmaya başlayarak, "Tanımıyorum Tessa."
"O seni baya güzel tanıyor gibiydi ama!"
James, şaşkınlıkla Tessa'nın şüpheci gözlerine baktı. Ona inanmıyor muydu? En önemlisi ona güvenmiyor muydu? İçindeki öfkesi çoğalırken bu duygunun sebebi bu sefer o tanımadığı kız değil sevgilisiydi.
"Sana bu zamana kadar ne zaman yalan söyledim ben!"
Sesindeki öfke Tessa'nın bir adım geriye sendelemesine neden oldu. Bu zamana kadar tartıştıkları olurdu fakat James'in ona hiç böyle çıkıştığını görmemişti. Güven, James'in en hassas noktalarından biriydi ve Tessa'nın onu sorguluyor oluşu canını sıkmıştı.
"O zaman söyledikleri neydi?"
"Nereden bileyim ben!" Ellerini saçlarına daldırıp geriye attı, "kızı ilk defa görüyorum." Derin bir nefes alırken bu saçma tartışmanın bir an önce bitmesini istiyordu. Kendini sakinleştirmeye çalışarak daha ılımlı bir şekilde gözlerini açarak Tessa'ya döndü.
"Bak, başın kanıyor. Bu konuşmayı başka zaman yapsak?"
Oysa Tessa'nın o kızı aklından çıkarması kolay değildi. James'e her ne kadar güveniyor olsa da o kızın gözlerindeki hayal kırıklığını görmüş ve samimiyetini anlamıştı. Tiyatro okuyordu ve bunca zamanlık eğitiminden az çok kimin rol kimin gerçeği oynadığını tahmin edebilirdi. O kızın sahte oluşu ona inandırıcı gelmiyordu ve sözleri aklından çıkmıyordu.
Düşman yanlısı biri değildi fakat kıskanç ve güven sorunları vardı. Küçükken babasının annesini aldatması ve gayrimeşru bir kardeşi olduğunu öğrendiğinden beri erkeklere olan güveni her zaman şüpheye dayanırdı. Yıllar sonra James ile denemek istemişti, ona aşık değildi bunu biliyordu fakat fazlasıyla hoşlanıyordu ve seviyordu. James, onun geçmişten gelen sorununu anlayışla karşılardı fakat onu hiç mi tanımamıştı?
"Ben... revire gitsem iyi olacak." Dedi Tessa en sonunda bitkince gözlerini kaçırarak.
"Seninle geleyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı Yaşam
FantasyHer şey değişmişti o gri zamanda... Aydınlığın ışığı ve karanlığın zifiri karışmış gri bir gece yaratmıştı evrenin sonsuzluklarında. Zaman geçmiş ile bugüne karışmış tarih yeniden yazılmıştı. Lanetli yaratıklar, yer yüzünden silinmiş yalnız hak eden...