Multimedya: Christina Aguilera ft. Demi Lovato - Fall İn Line
Keyifli okumalar...
⛧
Ruhsuz bedenimin hareketinde ilerleyen ayaklarım beni taşırken artık bedenimi kontrol edenin ben olduğumu bile hissedemiyordum. Yalnızca nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum o kadar.
Ne yapacağımı, ne yapmam gerektiğini her seferinde zihnimde tarttığımda kendimi çıkmaz bir sokakta buluyordum. Bazen elime bir bıçak alıp tam göğsümün ortasını deşip geçmek bile istiyordum. Sonra gözlerimin önünde bir iğne beliriyor ve ben yarayı dikerken daha çok acı çekiyorum. Ellerimde de, zihnimde de yalnızca kanlı düşler var.
İç çekip başımı sağa sola salladım. Yeni hedefim şimdimde mazoşist olmak mıydı?
Zamanın akıp geçtiği ama benim yalnızca yürümekten başka hiçbir şey hissetmediğim bir süreden sonra Girift'in havlamasıyla kendime geldim. Aniden durup bir noktaya durmadan havlamaya başladığında ben de durup çatık kaşlarımla baktığı noktaya baktım. Beyaz bir sokak kedisi Girift'in sesiyle ona dönmüş onun havlamarına karşılık tehditkârca tıslıyordu.
Omuzlarım çöktüğünde bütün düşüncelerim bir kenara çekilmiş sadece Girift'e odaklanmıştım. Kediye bir kez daha havladığında onu sakinleştirmek için bir atakta bulunacaktım ki başını sağa sola olumsuz anlamda sallamaya başlayınca geride durup kaşlarımı çattım. İç güdüsel olarak kediye havlıyor, sonra sanki bunu yapmak istemiyormuş gibi başını olumsuz anlamda sağa sola sallıyordu. En sonunda bir karara varmış olacakki kolumun aniden çekilmesiyle beni peşinde sürüklemeye başladı.
Zaten ağrıyan uzuvlarıma bu ani çekilme eklenince ağzımdan firar eden iniltiye karşı koyamadım. Girift, koşturarak kendisine önce tıslayıp ardından kaçan kediyi kovalarken yüzündeki heyecanı bana hissettirmişti.
"Girift!" Diye bağırdım durması için fakat pek işe yaradığını söyleyemem. "Girift, dur artık!"
Nereye gittiğimi bilmeden koşarken onu durduramayacak kadar güçsüz olmama lanet ettim. Hayatımda hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.
En sonunda beyaz kedi bir duvarın üstüne zıplayıp öteki tarafa atladığında Girift durmuş ve ön patilerini duvara yaslayarak havlamaya başlamıştı.
Durmuş olmasına sevinip karnımda zonklayan bir bölgeyi elimle bastırmaya başladım. Kaşlarım çatılırken yutkundum. Karnımın sağ tarafında hissedilen bu acı da neydi? Nefesimi tutmayı denediğimde acının hafif geçmesine sevinip nefesimi geri verdim fakat acı yine belirmişti. İnsanların vücudunda oluşan bir şey miydi bu?
Girift patilerini duvardan çekip havlamayı bıraktığında üzgün bir suratla bana döndü.
Kaşlarımı çattım, "Bana hiç öyle yavru köpek bakışları atma." Kafamı kaldırıp nerede olduğumuza baktım. Bu yolları kesinlikle bilmiyordum. Omuzlarım çöktü, "al işte. Mutlu musun? Kaybolduk."
Bir sür geldiğimiz yoldan ilerleyip etrafa tanıdık bir yer bulma amacıyla göz gezdiriyordum ama bu bölgede büyümüş olmama rağmen yollar tuhaf biçimde bana yabancı geliyordu.
Güneş yavaş yavaş batıya yaklaştığında uyandığım eve nasıl ulaşacağımı düşünmeye başlamıştım. Çevremde fazla insan yoktu ama olanlara da gitmem gereken yeri söylemeye benden beklenmeyecek bir utangaçlıkla çekiniyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aykırı Yaşam
FantasyHer şey değişmişti o gri zamanda... Aydınlığın ışığı ve karanlığın zifiri karışmış gri bir gece yaratmıştı evrenin sonsuzluklarında. Zaman geçmiş ile bugüne karışmış tarih yeniden yazılmıştı. Lanetli yaratıklar, yer yüzünden silinmiş yalnız hak eden...