Ömer telefonu çalınca beni yalnız bırakıp gitmişti. Güçsüzlükle yatağa çökmüş kalırken kafam çok karışıktı. Bir yanım kaçıp gitmek diğer yanım Ömer'e doymak istiyordu.
Düşünceler içerisinde kaç dakika geçti bilmiyorum ama tıklattığı kapının ardından içeri giren Ömer'e baktım. Dolabın alt çekmecesinden bir şey alıp önüme geldi.
Ensesini kaşıyıp uzattı.
-"Daha rahat edersin sanırım. "Anlamadan alıp baktığımda bir iç çamaşırıydı. Ömer çoktan kapıdan çıkmıştı ve beni burada domatese dönmüş halde bırakmıştı. Etiketi üzerinde olan siyah boxer ile uzun süre bakıştık. Dediği gibi kesinlikle daha rahat olacaktım. Etiketi kopartıp giyindiğimde kendi kendime kıkırdadım. Kısa bir şort gibiydi. Tam tişörtü aşağı indirmiştim ki oda karanlığa büründü. Onun öncesinde şömine sönmüştü ve o da ışık vermiyordu.
Kapı sesini duyduğum an rahatladım.
-"Ömer.." dedim kısık sesle.
Odada karanlıkta kalmaktan korkardım. İçim ürperirdi.
-"Buradayım. Elektrikler kesildi."
Nefesini hisseder hissetmez elimi uzattım. Büyük avucunun içine alırken o avucunda yüreğim de vardı. Nasıl heyecanlandığımı anlatamam. Diğer elini omzuma koyup göğsüne çekti. Annesine sığınan küçük bir çocuk misali göğsüne sığındım.
Ömrüm boyunca bu halde yaşayabilirim.
Sert göğsüne değen yanağım aldığı nefeslerle inip kalkıyordu. Vücudundan yayılan sıcaklığı hissettikçe yaşamaya şükredesim geldi. İyi ki yaşıyordum ve iyi ki ömrümde bu anı tatmıştım.
-"Şey odan biraz korkutucu ve karanlık olunca ürktüm." dedim kendimi açıklama isteği hissedince.
Evin alt kısımlarında gördüğüm yerler çok çok modern olmasa bile daha iyiydi. Ama burası fazla eski. Yinede güzel.
-"Sen burada yalnız mı kalıyorsun ? Yani çiftlikte ?" diye sordu.
Başımla onayladım.
-"Şimdi evde yalnız olsaydın ?"
Ah düşüncesi bile kötü.
İçime o his gelince elimi tutan elini sıktım.
-"Kendimi yorganımın altına saklar korkudan ölmeyi beklerdim." diye yanıtladım.Derin bir iç çekti ve bedenimi iyice kendine yasladı. Omzumda olan elini enseme çıkarırken tüylerim ürpermişti. Kollarında bayılıvereceğim.
-"Sen hala küçük bir çocuksun." dedi kulağıma eğilip.
Nefesi değmişti. Bu hissi ölsem de unutmazdım.
-"Ben çocuk değilim." dedim yutkunup.
-"Ama küçüksün."
Bu sözleri beni sinir etmeye yetmişti. Karanlığa alışan gözlerim sayesinde ondan uzaklaşıp yatağa oturdum.
-"Ne oldu ?" diye sorunca cevap vermedim.
-"Pekala küstün demek." Şöminenin yanına eğildiğinde ister istemez gözlerim onu takip ediyordu. Kısa süre içerisinde yaktığı ateşle odaya turuncu ışık yayılmıştı.
Vücudumun kırgınlığı baş gösterirken dinlenmem gerektiğinin farkındaydım. Yatak örtüsünün ucunu kaldırıp yatağa uzandım ve örtüyü göğsüme kadar çektim. En sevdiğim şömine ışığı ile her şeyden çok sevdiğim adam yanımdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA
RomanceKalbinde büyüttüğü adamı karşılıksız sevmeye daha ne kadar dayanabilecekti ? 21.08.2019