SEVDA

S - 32

Rahatlatıcı bir duştan sonra vücuduma havlu sarıp aynanın karşısına geçtim. Saçlarımı iyice kuruttum ve tepede bağlayıp at kuyruğu yaptım.

Makyaj çantam içeride olduğu için banyodan çıkarken havlumu sıkıca tuttum. Ömer'e çıplak yakalanmak istemem. Evliyiz evet ama ben yine de önünde tamamen çıplak kalmaya utanırım.

-"Yanıma gelmeye ne dersin güzellik ?" Laf atan erkekler gibi konuşan Ömer'e gözlerimi devirdim. Yatağın ortasına yayılmış vücudunu sergiliyordu.

Makyaj çantamı kapıp banyoya geri döndüm. Hafif ama yüzümü toparlayan bir makyaj yapıp bitirmiştim ki Ömer esneyerek banyoya giriş yaptı.

-"Bu kadar uykucu muydun sen ?" diye sordum ona doğru dönerken.

Gelip önümde durdu ve havlunun göğüslerimi sardığı kısıma çapkın bir bakış attı.

-"Havası biraz çarptı herhalde." dedi mırıltıyla. Aklının başka yerlerde olduğunu sezince ufaktan kaçmaya karar verdim.

-"Kaç bakalım kaç." demişti arkamdan.

O beş dakikalık duşunu alana kadar ben iç çamaşırlarımı giyinmiş ince askılı paçaları bol ve uzun olan tulumu üzerime geçirmiştim. Bej rengi buğday tenimde güzel görünüyordu. Bel kısmında olan kendinden kumaşını sıkıca bağlayıp ayağıma kahverengi ipli sandaletleri giyindim. Ek olarak yanıma gold detaylı bir gözlük aldım.

İşim bitince ortadaki tekli koltuklardan birine oturdum. Çok geçmeden Ömer beline havlu sarmış gelmişti. Dolabın olduğu tarafa hafifçe sırtımı döndüm. Kendisi çekinmese bile şuan onu çıplak görürsem güne normal devam edemezdim.

-"Hazırım." dedi aradan yaklaşık beş altı dakika geçtikten sonra.

Derin bir nefes alıp kalktığımda onun takım haricinde de ne kadar seksi olabileceğini görmüş oldum. Yalnızca sertçe yutkundum.

Elimi sıkıca tutup bizi odadan çıkarttığında ona olan hayran bakışlarımı görmesin diye gözüme gözlüklerimi takmıştım. O zaten odadan çıkmadan karizmatik bir hareketle gözlüğünü takmıştı.

Pislik.

Çok seksiydi.

Of.

-"Otelde yemeyecek miyiz ?" diye sorunca başını iki yana sallamıştı.

-"Peki bu kadar erken kalkmak zorunda mıydık ?" Gece uyumadan önce erken kalkmamızı bana söylemesine rağmen yine benden sonra kalkmıştı.

-"Çok konuşuyorsun." demesiyle bir anlık duraksadım.

Öküz.

Dudaklarımı kenetleyip daha konuşmadım. Arabaya binince fazla uzağa gitmeden durmuştuk. Bu sefer elini tutmadan Ömer'i takip ettim. Güzel bir vadi manzarası ile karşı karşıyaydım. Hazırlanmış kahvaltı masasına otururken manzaranın güzelliği yüzünden dona kalmıştım. O balonlar ve güneşin birleşimi görülmeye değerdi.

-"Ee erken kalkmana değmiş mi ?"

Beni küstüren kocamın sesiyle gözlerimi masaya çevirdim ve konuşmadım. Açıkçası çok acıkmıştım.

-"Niye konuşmuyorsun ?"

Omzumu silkip meyve suyuna uzandım.

-"Sövdürme beni şimdi."

Allah Allah. Hem suçlu hem güçlü !

-"Çok konuşuyorsun diyen ben miydim ?! Sustum işte !" dedim kaş çatarak.