SEVDA

S - 28

Yataktan kaçıncı yorgun kalkışım inanın bilmiyorum. Tek bildiğim şu süreç bittikten sonra düğün kelimesini duymak istemediğimdi.

-"Dilaa ! Hadi kalk bir sürü işimiz var." Odamın kapısını pat diye açıp içeri giren anneme baktıktan sonra gözlerimi ovuşturdum.

Kalktığımı görünce odadan çıkmıştı.

Annemin içinden bir çeyiz delisi çıktığını söylemiş miydim ?

Ağlamaklı sesler çıkara çıkara yataktan kalktım. Yatmadan duş aldığımdan dolayı kurumuş ve karışmış saçlarımla asla uğraşmak istemedim. Bu yüzden tepemde topuz yapıp elimi yüzümü yıkadım.

Öğleye kadar uyuyup dinlenmeme izin veren anneme teşekkür etmeliydim. Aksi halde göz altı şişiklerim hiç geçmeyecekti.

Banyodan çıkıp makyaj aynamın sandalyesine oturdum. Çökmüş yüzüme iyi görünmesi için çok hafif makyaj yapıp dolabıma ilerledim. Tayt , crop bluz ve siyah kot ceket giyindikten sonra ayağıma spor ayakkabı geçirdim. Deodorant sıkmayı unuttuğumu hatırlayınca ceketi kaldırıp bolca sıktım ve elime aldığım çantamla odamdan ayrıldım.

Mutfakta bir kase gevrek ile süt yiyip artık beklemekten bunalmış olan annemle evden çıktık. Bugün ki durağımız kına için gerekli olan her şeyin olduğu bir mağazaydı.

-"Merhaba hoşgeldiniz nasıl yardımcı olabilirim ?" Girişte karşılayan güler yüzlü kadına yorgun gülümsememle karşılık verdim.

Ömer'in verdiği bir aylık süreyi annem duyunca benim haşatımı çıkarmıştı. İşte o bir aylık süreçten geriye yalnızca bir hafta kalmıştı.

-"Hoş bulduk canım bizim kınamız var ve sen gerekli ne varsa bize göster. Şöyle oturalım en iyisi." Annem önden gidip kendine yer bulunca onu takip ettim.

Ah Ela nerelerdesin !

-"Düşündüğünüz bir konsept varsa ona göre hareket edelim." diyerek bana döndü kadın.

-"Kınam bir otelde olacak. Düğünü daha sade hayal ettiğim için kına salonu biraz daha gösterişli olsun istiyorum." dedim fikrimi söyleyip.

Kadın başını yavaşça sallayıp masadan tableti aldı ve yanıma oturdu.

-"Size örnek bir şeyler göstereyim. Hem fikir oluşur."

Gösterdiği bir sürü salona bakarak kafamızda oluşturmuştuk. Masa süsleri kesinlikle göz alıcı olacaktı. Salonun bütünü de öyle elbette.

-"Şimdi bindallınızı seçelim."

Denediğim beş model arasında gözüme en çok naif gelen modelde takılı kalmıştım. Annem her ne kadar daha gösterişli bir şey mi seçsek diye söylenirken ben fikrimi değiştirmedim.

Kırmızı kadife bindallık benim için dikilmiş gibiydi.

Bindallık işini hallettikten sonra oradan ayrılmıştık. Farklı bir mağazadan hem bindallının altına hemde kına elbisemin altına giyeceğim uygun topuklu ayakkabıyı aldım. Sırada gelinliğimi teslim almak kalmıştı.

Gelinliğimin dikildiği moda evine giderken telefonum çaldı. Annem gözlerini üzerime dikmiş bekliyordu. Çantamdan çıkarınca Ömer yazısını görmemle daralmış ruhum rahatladı.

-"Efendim Ömer ?" diyerek açtım.

-"Bitti mi işleriniz ?" diye sorduğunda ona az biraz kızdım. Erken olmasını isteyen kendisiydi ve o sefa sürerken ben burda ter döküyorum !

-"Oturduğun yerden beklemek ne güzel değil mi Habil bey ? Ben oradan oraya sürükleniyorum." dedim ima ile kızarken.

-"Ne yapabilirim güzelim seninle mi dolaşayım ?"