S - 33

95.1K 2.8K 237
                                    


Gece saat yaklaşık 3'e kadar Ömer beni hem altında hem üstünde zevke boğmuştu. Artık ne hareket etmeye ne de inlemeye mecalim kalmadığı için onu zorla uyumaya ikna etmiştim. Kendisi nedense enerji patlaması yaşıyordu ama ben bitmiştim.

Kollarında galiba en bitkin uykumu güzelce çektim. Öğleden sonra ancak uyanabilmiştim. Güneş ışığının vurduğu odamızda hala Ömer'in kollarında yatıyordum.

Çırılçıplak bedenlerimiz birbirine dolanmış dururken en sevdiğim şeyi yaptım.

Uyanınca yüzümü sakallarına sürtmek.

Neden bilmiyorum ama çok hoşuma gidiyordu. Yorgun gülümsemem bugün farklı bir anlam içeriyordu. Sonunda korktuğum bir şeyi başarmıştım.

Bu mutluluğa devam etmek için burnumu göğsüne dayayıp o güzel kokusunu ciğerlerime doldurdum ve örtünün altına kaydım.

Benim mucizem bu güzel adamdı.

-"Yine küçük kedi uyanmış sokulmaya başlamış." Uykulu sesi ilahi gibi kulağıma hoş gelirken kocaman gülümsedim.

Ona sokulmayı sevmem suç muydu yani ?

-"Günaydın." dedim ve başımı geriye atıp ona baktım. Yüzümüz çok yakın olduğu için dudaklarıma anında ıslak bir öpücük kondurmuştu.

-"Günaydın." dedikten sonra yanağını yanağıma sürtüp omzumu öptü. Kollarını sıkıca bedenime sarıp içine sokmak istercesine sarıldı.

-"Nefesimi kesiyorsunuz Habil bey." dedim zar zor gülerken.

Gücünü mü unuttu ne yaptı ?

Kollarını bollaştırıp daha narin sarılırken göğsüne doğru yattım.

-"Sende benim nefesimi kesiyorsun Dila Sezginler."

Evet doğru artık bir Sezginler olmuştum. Hem soyadına hem ona aittim.

Ufacık ama fazlasıyla ateşli bir öpüşmenin ilerleyişi beni ürkütünce zorlukla ondan ayrıldım. Burnunu burnuma dayayıp üzerimde soluklandı.

-"Sadece öpüyordum. Çok istesem de bugün seninle sevişmeyeceğim."

Bu da ne demekti ? Korkuyordum ama bunu söyleyeceğini düşünmemiştim.

-"Neden ki ?" diye sordum utana sıkıla gözlerimi kaçırırken.

Dudağımı pat diye öpüp yanıma yattı.
-"Çünkü canının yanmasını istemiyorum. Biraz toparlanmalı." diyip göz kırptığında ateş yanaklarıma hücum etmişti.

Edepsiz.

Üzerimizdeki örtüyü bir hışımla kendime ve göğüslerime çekerken Ömer'in ortaya serilen çıplaklığı bu defa ciddi manada nefesimi kesti. Bir kaç saniye soluklanmayınca anında başımı çevirip ciğerlerime havayı çektim.

Tanrım.

O da neydi öyle ?!

Canımın neden o kadar acıdığını anlamış olmalıyım..

Ömer odaya aşık olunası kahkahasını yayarken örtüyü çıplak bedenime doladığım gibi banyoya kaçtım ve kapıyı kapattım.

Lanet olsun.

Soğuk suyu beş altı kere yüzüme çarpsam bile yanaklarımın bordo rengi hala solmamıştı. Başımı iki yana sallayıp o görüntüyü aklımdan silme çabalarımla duş başlığının altına girdim. Her ne kadar Ömer'in üzerime sinen kokusunu silmek istemesem bile bir zahmet duş almalıydım !

SEVDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin