-"Üzerine bir şey al. Arabada bekliyorum."
Saniyeler süren güçsüzlüğü gözlerinin karasında saklanırken arkasını dönüp duraksayarak gitmişti.
Yerimden hareket edemezken yardımcımızın verdiği mont için teşekkür edip üzerime giyindim. Sessizliğimi koruyup peşinden gittim. Arka koltukta usulca yanına oturdum. Hızlı hızlı alnını tek eliyle sıvazlıyordu. İyi değildi.
Elim eline gitti. Yanındayım demedim ama avucum avucunu ısıtsın istedim. Geri çevirmedi. Parmakları usulca parmaklarımı kavradı. Elini indirip yere baktı ve bir tepki vermedi.
Ne hissettiğini keşke bilebilseydim. Annesini yıllar sonra görmüş birisi nasıl hissederdi ?
-"Ömer..."
Gergin yüzünü camdan dışarıya çevirdi.
-"Sonra Dila."Güzel kusursuz yüzünden beni mahrum etmesine dayanamayıp parmak uçlarımla sakalların sardığı çenesine dokundum.
-"Yalnız kalmak istersen eve dönebilirim." diye teklifte bulundum. İstemesem bile sormak zorundaydım. İyi görünmüyordu. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacı olabilirdi.
Hareket halinde olan araba ise çoktan onların arazisinde evin önünde durmuştu.
-"Hayır , gel."
Ama seni çok seviyorum ben.
Daha geçen akşam gözlerinde ölüm gibi tehlikeyi görmüştüm , şimdi ise hüzünle bakıyordu.
Arkasından ilerlerken üşüyüp kollarımı bedenime sardım. Kapıyı anahtarla açıp geçmemi bekledikten sonra kapattı ve kilidi çevirdi.
-"Bana beş dakika ver. Odama çık geleceğim. " demesine itiraz etmeden sessizce yukarıya çıktım.
İlklerimizi yaşadığımız odanın kapısını açarken içim heyecanla sıkıştı. Yatağa gözüm gittiği gibi geri kaçırdım. Nefeslerimin sıklaşmasıyla birlikte vücudumu ateş sarmıştı. Hızlı adımlarla kendimi soğuk rüzgarların estiği balkona atıverdim.
Eski demir korkuluklara tutunup uçsuz bucaksız yeşilliğe daldım. Şehir manzarasını severdim ama bu yeşilliğin verdiği huzur çok ayrıydı. Ah bir de Ömer'i izlemek. Evet bu iki güzellik kesinlikle başa baş kapışırlar.
Geçtiğimiz günler aklıma düştüğünde yüzüm de düşmüştü. Annesinin gelişiyle her şeyi unutmuş Ömer'le çıkıp gitmiştim. Halbuki ona kalbim çok kırılmıştı. O beni bırakmıştı. Neden şimdi tekrar geldi ?
-"Üşüyeceksin içeri gel." Bariton sesi beni düşüncelerden saniyesinde ayırmıştı. İrkilip odaya geri girdim ve kapıyı kapattım.
Camın önünde konumlanmış koltuğa otururken elinde bir şişe içkiyle bir de bardak vardı. Ceketiyle kravatı yok olmuş jilet gibi dümdüz olan gömleği dağılmıştı.
-"Seni neden aldığımı merak ediyorsundur." diyince dudağımı ısıra ısıra yanına oturdum.
Ediyordum ama zamanı değildi.
-"Bunu sonra konuşuruz. Başka zaman." dedim ve önüme gelen saç tutamını kulağımın gerisine sıkıştırdım.
Kokusuyla bayram eden ciğerlerime bir kaç dakika vakit tanımış yalnızca nefes alıp vermiştim. Gömleğinin açık kalan düğmelerinden parıldayan esmer tenine gözüm çarptıkça boynumun ısısı yükseliyordu.
-"Hayır konuşmak için aldım." diyip bardağı salladıktan sonra tek dikişte içti. Kaşlarını çatarken her bir mimiğini dikkatle izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDA
RomanceKalbinde büyüttüğü adamı karşılıksız sevmeye daha ne kadar dayanabilecekti ? 21.08.2019