Ağlamalık halimi zar zor bastırıp kokusunu ciğerlerime çektim. Ondan mahrum kalmak vücuduma en büyük cezaydı.
-"Tamam. Sen üzülme yeter." dedikten sonra başımın üstüne dudaklarını bastırdı.
-"Bizi merak ederler inelim mi ?" diye sordum istemeyerek geri çekilirken.
Başıyla onaylayınca önden ilerleyip odadan çıktım ve alt kata indik. Ömer yine erkeklerin yanına dönünce ondan ayrı kalmıştım.
Herkes ayrılana kadar bir daha Ömer'le konuşamadım.
Ertesi gün ise atlarımla ilgilenirken saatin nasıl geçtiğini anlamamıştım. Sıcak ve uzun bir duşun ardından saatlerdir bakmadığım telefonumu elime aldım.
Şaşırtan şey Ömer'in hem aramış hem de mesaj atmış olmasıydı. Mesaja tıklayıp çabucak okudum.
-Saat 7'de hazır ol. Akşam yemeği için seni alacaklar.'
Kaşım anında havalandı. Önemli bir akşam olacakmış gibi doğdu içime ama hadi hayırlısı !
Mesajına yanıt olarak tamam yazıp yüreğim ağzımda hazırlanmaya başladım. Düzleştirdiğim saçlarımı ensemde bir lastik yardımı ile at kuyruğu yaptım ve çok az spreyle sabitledim.
Akşam yemeğine uygun fakat abartılı olmayan makyajla masadan kalktığımda beni en çok uğraştıran elbise seçimim oldu.
Yine de en sonunda karar verdiğim kırmızı elbisem gayet çekici olmuştu. Giyinip aynadaki yansımama gülümsedikten sonra uygun bir topuklu ayakkabı ve kaban ile kombinimi tamamladım. Ufak bir çantaya telefonumla cüzdanımı attığımda zamanlamayı iyi tutturduğumu gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
