Fırat
Dünden beri yüzümde şapşal bir gülümseme ile dolanıyordum. Ben bile kendime inanamıyorum o yüzden Melihin sabahki tepkisine alınmamıştım.
Kesinlikle pişman değildim. Lakin nasıl olacağını, bırakın bir erkek ile olmasını herhangi biriyle bile nasıl ilişki yaşanır bilmiyordum.
Melisa ile sadece okulda sevgiliymiş gibi takıldığımızı ayrıldıktan sonra fark etmiştim. Yoksa normal sevgililer gibi ne dışarda birlikte zaman geçiriyorduk nede sevgililiyin getirdiği samimiyet düzeyine ulaşıyorduk.
Onun bunu istememesinden değil, ben istemiyordum. Bizimkiler dışında birisinin evime gelmesi kabul edilmez bir şeydi benim için. Öpüşmek, elleşmek gibi şeyleri ise canım istemiyordu.
Şimdi yalan söylemeye gerek yok, her ergen gibi bende porno izliyor ve otuz bir çekiyordum. Fantaziler kuruyor ve başrolünde oynuyordum. Ama bunların hiç birini Melisa ile yapacak kadar ona birşeyler hissetmiyordum hatta güvenmiyorum.
Annemin cezalarından kalma bazı hasarlar vardı. Ve bunu onun görebilme ihtimali bile beni dehşete düşürüyordu.
Acımasız bir anne neler yapar diye düşündüğünüz de eminimki tokattan tutta kemerle dövmeye kadar pek çok seçenek aklınıza gelir. Ama ben altın çocuktum. Yüzerken gözükecek bir iz taşıyamazdım ve ya üstsüz gezdiğimde babam cezalandırıldığımı görmemeliydi. Böylelikle daha acımasız yollar buldu kendince.
Bıçakları kızgın ateşte ısıtır ve popoma basardı. Bu sayede hem acıyı hissedip cezamı çekmiş olurdum, hem de unutamayacağım izler taşımış olurdum. Her oturduğum da veya yürüdüğümde pantolunun sürtünmesi de cezanın annem için ekstra güzel taraflarıydı.
Bunları Melise anlatamazdım. Birinin eline böyle bir koz vermek için gereken güven düzeyi hiç bir zaman onla aramızda oluşmamıştı. İyiki de oluşmamış.
Ama Melih ile her şey farklıydı. Tanrım, hatırlayınca bile fena oluyordum. Ilk gerçek öpüşmemi onla yaşamıştım. Melisa gibi yalandan dudağın dudağa değmesi değildi bu. İşin içine bol bol tükürük ve diller giriyordu. Elinde olsa beni yiyip bitirebilecekmiş gibi hissediyordum.
O anı hatırlamak bile sertleşmeme yetiyordu ve bu bana korkunç gerçekleri hatırlatıyordu. Yani ne olacağını bilmediğim bir bilinmezliği.
Bunu Melih ile konuşmam lazımdı bunu biliyordum. Ama böyle birşeyi dan diye nasıl soracaktım bak onu bilmiyordum. Gay pornosu izlemeyi bile düşünmüş ama sonra bundan vazgeçmiştim.
Eğer Melihinde önerisi bu yönde olucaksa bir zahmet benle oturup izleyecekti oda. Sonuçta bu ilişki de kendini ilk fark eden oydu ve bana yol göstermesi lazımdı.
Hayıııır kesinlikle amacım onu utandırmak veya kızarışını görmek değil. Bilgilenirken eğlenmek daha akılda kalıcı oluyormuş, tek sebebi bu.
Bunu düşünmek bile sırıtmama sebep oluyordu. Uçsuz bucaksız bir bilinmezlik vardı. Kendim ile ilgili, çevrem ve ailemle ilgili. Ama gelecek ne getirirse getirsin tek bildiğim gerçek vardı oda Melihin hayatımdaki yeri ve aşkımızdı.
Yatağımda dönüp duruyor ve yarını heyecanla beklediğimden uykumun gelmemesine sinirleniyordum. Ne kadar erken uyursam yarın o kadar erken gelir ve ben sevdiğim adama o kadar çabuk kavuşurdum. Uykuya dalmadan önce son düşüncem de buydu.
Hepinizden bol bol yorum ve beğeni istiyorum.
Melihin ilk bölümlerdeki mesajları ile niyetinden haberdarsınız. Sizce Fıratı ilerde neler bekliyor? 😆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDI
Short Story+0507.....24: Senin ağzını yerim ben +0507.....24: Bu zamana kadar nerelerdeydin sen?