Melih
~kazadan 15, finalden 5 yıl sonra~
Attığım her kulaç ile dünyadan soyutlandığımı hissediyordum. Belki de lise zamanı kimsenin aklına gelmezdi yüzmenin hayat şeklime dönüşeceği. Çünkü sadece Fırat ile daha çok zaman geçirmek için yaptığım bir şeydi. Lakin sonra beni hayatta tutan tek şey hali aldı.
O kötü günlerde yaşama sebebime çevrildi. Vücudumu zinde tutarak aklımı her şeyden uzaklaştırdı. O günleri hatırlayınca kırık bir tebessüm oluşuyordu dudaklarımda. Çünkü biliyordum cehenmem gibi geçen yılları yaşamasak şu ana sahip olamazdım.
Havuzdan kafamı çıkardığım da evin kolonuna yaslanmış ve bana gülümseyen Fırat'ı görmem ile bir kez daha "yine olsa yine yaşarım her acıyı bu anı yaşamak için" diye düşündüm.
Kollarımdan destek alarak kendimi havuzdan çektim.
"hoş geldin mutluluğum" dedim. Hüzünlü bir gülümseme dudakların da "hoş bulduk sevgilim" dedi.
"nasıl geçti bu gün olan ameliyat? Yüzünden anladığım kadarıyla iyi geçmiş gibi" sorarak bir yandan da kurulanıyordum.
Bana doğru yürüyerek havluyu elimden alıp yetişemediğim yerleri de kuruladı. "zordu ama atlattı gibi. Yaşı yüzünden endişeliyim"
"sen elinden geleni yaptın bebeğim. Gerisi Allahın takdiri. Bu arada geliyor mu bizimkiler? Suna teyze her şeyi hazır etti, bir tek ısıtıp servis edeceğiz" dedim sarılıp mis kokusunu içime çekerek.
"ben varmadan aradılar. Geliyorlar. Melek birazcık huysuzlanmış o yüzden Batular geç kala bilirler. Ama korkma bir şeyi yok küçük hanımın, diş çıkardığı için huysuzluk yapıyor " diyerek içimi rahatlattı. Meleğime olan düşkünlüğüm fazlaydı. Annesin doktor olması bir şey değiştirmiyordu. Küçücük durumda bile endişeleniyordum.
" Çisemle konuştum. Malik görevden geç dönecekmiş. Affedin bizi dedi" dedim içeriye girip son dokunuşları yaparak.
"sana dedim vermeyelim cadıyı o Malik şerefsizine diye. Yüzünü göstermiyor kızın bize. Ben arar konuşurum o itle" kendi kendine söylenerek Maliki aramayı kafaya koydu Fırat.
Gülmemek için kendimi kasıyordum. Çünkü 3 yıl önce yaralanarak hastaneye gelen Maliki hayatımıza o sokmuştu. Acil servisden başlayan arkadaşlıkları Çiseme aşık olana kadar güllük gülistanlıktı. Aramızda kalsın beni kıskançlık krizlerine sokacak kadar iyiydiler. Ta ki Çisemi görene kadar. Malik bir gün bizim evdeki yemekte Çiseme aşık olmuş ve onu elde etmek için yapmadığını bırakmamıştı. Bu durum yüzünden de Fırat onu hayatımıza soktuğu için suçluluk duygusu ile kıvranıp durmuştu. Tam iş ciddi boyutlara geliyordu ki cadının da gönlü olduğunu anlayıp tatlıya bağlamıştık. Lakin Fırat kinci kişiliği sebebi ile Malikin yaptıklarını hala affedemiyordu. Malik durmadan aralarını düzeltmeye çalışsa da bizimki yanaşmıyordu. Umarım Çisemin doğum yapacağı güne kadar affetmeyi başarırdı yoksa gazabına uğrayacaktı.
Yemekleri ısıtmak için mutfağa geçtiğimizde bir yandan yemekleri ocağa koyarken bir yandan da günümüzün nasıl geçtiğini konuşuyorduk.
Salata doğrayan Fıratın arkasından sarılarak boynundan öptüm. "seni nasıl seviyorum bir bilsen, anam babam senmişsin gibi. Senle doğmuş senle yaşamışım gibi. Hayat gibi, kahkaha gibi" dedim.
Her kelimem ile mest olduğunu suratından anlaya biliyordum. Bana dönerek ona tam sarılmama fırsat yarattı ve karşılıklı verdi.
"Melih ben seni bencilce seviyorum. Beni çok sevdiğini bilerek. Şımarıkca seviyorum, ne olursa olsun bitmeyeceğine güvenerek. Çocukça seviyorum, kanayan yaralarıma rağmen sana koşarak. Günahlarımla seviyorum, siyahımı beyazına karıştıracağına emin olarak. O yüzden içinin rahat edeceği bizi bir arada tutacağına emin olduğun her bağı mutlulukla kabul ediyorum. Emin ol bir daha ayrılık olmayacak" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDI
Short Story+0507.....24: Senin ağzını yerim ben +0507.....24: Bu zamana kadar nerelerdeydin sen?