50. Yanarım, yanarım

4.1K 224 34
                                    

Çok uzun bir ara verdiğimin farkındayım. Inanın gerçekten önemli bir sebebi olması bu kadar ara vermezdim. Hadi kaldığımız yerden devam edelim.

Melih

Tüm gece sabaha kadar ne yapacağımı düşünmekten uyuyamamıştım. Ailemin karşısına kimi çıkaracaktım hiçbir fikrim yoktu. Durumu Fırat'ı anlatsam nasıl tepki vereceğini de kestiremiyordum. Daha ben kendi durumumu bile daha ailemi anlatamamışken ondan kendini ifşa etmesini isteyemezdim. Müge ve Batudan mı yardım istesem diye düşünürken çalar saatimi sesi ile irkildim. Alarmı kapatırken sevdiceğim günaydın mesajını görmem ile istemsiz sırıtmaya başladım.

Hazırlanıp aileme görünmeden evden kaçarcasına çıktım. Gerginlikten kurtulmak için müzik dinleyerek okula gittiğimden, vardığımı bile dalgınlıktan fark etmemişim.

Eninde sonunda aileme anlatmam gerektiğinin bilincindeydim. Ailem geri kafalı insanlar değildir diye düşünüyordum. Onlar hayatımın her anında yanımda olan ve beni her şeyim ile destekleyen insanlardı. Bana bir anda sırtlarını dönmezlerdi. Yani öyle umuyordum. Çünkü aksi bir durum olursa kaldıramazdım.

Kafamı sağa sola sallayarak aklımdaki kötü düşüncelerden kurtulmaya çalıştım. Okulun kapısından girdiğimde, bizim ekip katliam her zamanki yerimizde beni bekliyordu. Onları görmek kalbimin üzerindeki dünden beri var olan ağırlığı kaldırmış gibi hissettiriyordu. Hepsine gülümseyerek ama özellikle sevgilimi izleyerek onlara doğru yürümemi Batu üstüme atlayarak böldü.

"kardeşimmmm" diyerek şapur şupur öpmeye başladı. Ben onu üstümden atmaya uğraşırken o maymun gibi daha da sarılıyordu.

"yeter be bana kalmadı" dedi Fırat bu salağı üstümden çekerek. Batuyu Mügeye doğru fırlattıktan sonra çaktırmadan beni öperek yanına çekti. Batunun gösterisinden sonra kimse o öpücüğü sorgulamazdı. Batu gevşek ola bilirdi ama çok iyi bir kardeşti.

Müge ile Ateş korkularından bana yaklaşamadıklarını yukarı kaldırdıkları elleri ile belirttiklerinde gülmeden duramadım. Oturmam ile rutin goygoy muhabbetlerine başladılar.

Ateşin, Mügenin balkonuna tırmanmaya çalışırken Yiğit'in omuzlarından yere çakılmasına kahkahalarla gülerken oluşan sessizlikten faydalanarak
"Size birşey anlatmam lazım" dedi ciddi ses ile sevgilim.
Her kes bilir böyle başlayan hiç bir cümleden hayır gelmemiştir.
Ben çantamızın altından elini tutup sıktım.

"anlat bebek noldu?" dedi Müge hepimizin merakını sesli dillendirerek.

"Annem ile babam boşanıyor" demesi ortama bomba gibi düşdü. Yanlış anlaşılma olmasın biz bu haber için yıllarca dua ettik şimdi hiç bir anlamı yokken neden sorusu kafamızı kurcalıyordu.

"üzüldüm kardeşim" diyen Ateşe hepimiz uzaylı görmüş köylü gibi bakıyorduk. Ne diyor bu değişik diye.

"ay aşk saçmalama ne üzülmesi. Olayın içeriğini tam anlayalım sonra göbek atacağız. Değil mi Batum?" diyerek sevgilisini şaşkınlığa uğrattı Müge.

"olm onca yıl her şeyi sineye çeken hatta artırıyorum bilerek görmezden gelen adam noldu da şimdi boşanmaya karar verdi?" dedi Batu.

Bense hala hiç birşey söylemeden Fırat'ın konuşmasına devam etmesini bekliyordum. Çünkü normalde bu haberi bize davulla zurna ile vermesi gerekirdi. Ama o gerginlikten elimi sıkıyordu.

" babamın hayatında bir kadın varmış" diye tekrar ağzını açtı sevgilim.

"hassiktir" dedim istemsizce.

"nasıl be? Hani bu adam işine aşıktı. Yıllardır adamın karakteri böyle, kendi ve işi dışında birini sevemiyor diye anandan bir adam daha yüksek mertebede tutuyorduk onu. Hay ben" diyip sinirden sağı solu tekmeleyen Batu sakinleşinceye kadar hepimiz sessiz oturduk.

"aşk ben gideyim. Bu sizin kendi aranızda konuşmanız gereken özel bir durum. Benim yanımda rahat edemezsiniz. Sınıfta görüşürüz" diyerek sessizliği bölüp ayaklanan Ateşe ben ve Müge taktir ile bakıyorduk.

"hayır Ateş. Sen bizden birisin. Ve inan bana yanında rahat olmasam bu konuyu sen olduğun ortamda açmazdım. Sana güveniyorum. Kal lütfen" diyen Fırat bizleri şaşırtırken Ateşi çok mutlu etmişdi.

"lütfen aşırı tepki vermeyin bundan sonra anlatacaklarıma" demesine hepimiz kafa sallayarak onayladık. Daha fazla ne ola bilirdi ki?

"kadın hamileymiş, anlayacağınız bir kardeşim olucak" diyen sevgilime zaten canımızın acısından tepki verememiştik. Şoku atlatan her birimiz "orospu çocuğu" "şerefsiz" "pislik" gibi yakıştırmalarla sinirimizi atmaya çalıştık. Ardından nasılı, niyesini konuşmaya devam ettik.

"canımın içi sen bebek muhabbeti yüzünden mi bu kadar keyifsizsin?" diye sordum

"hayır. Ne yaparlarsa yapsınlar umrumda değil. Sadece keşke 1 yıl sonra olsaydı. Mahkemeler ve kimde kalacağım ile ilgili olaylar geriyor beni. Mahkeme beni anneme verirse o kadın dedemin bıraktığı mirasa konabilir. Bu durumu hazmedemiyorum" diyen Fırat'ın açıklaması ile miras durumu aklımıza gelmişti.

"bir yıl daha tutamamış mı baban çükünü!?" diye homurdadı Batu.

"adam sanki yılın babasıymış gibi gidip tekrar çocuk yapmış. İnanılmaz yemin ederim" dedim

"mahkeme ne zaman belli mi?" diye sordu Ateş

"bilmem. 10-15 gün içinde tarih belli olur demişdi geçen hafta babam." dedi Fırat

"nasıl ya? Sen 1 haftadır biliyorsun ve bana söylemedin mi? Niye?" dedim.

Evet farkındayım şuan bunun için trip atmamam lazımdı ama hafta sonunda bile birlikteyken bana anlatmamış olmasını anlayamıyordum.

"biz daha yeniydik ve onların benim için önemli bir şeyin daha içine etmesine izin veremezdim. Anlıyorsun değil mi sevgilim? " dedi Fırat

Onu kendime çekerek saçlarından öptüm. "anlıyorum" diye fısıldadım saçlarına doğru. Ve gerçekten anlamıştım.

"bana taşınmayı erkene mi alıyoruz kardeşim?" dedi Batu

Gözlerim ikisi arasında mekik dokurken üç ağızdan hep birlikte "ne taşınması?" dedik ben, Ateş ve Müge.

---------------------------------------------------------

benoldum20 sana gelsin sevgili okurum💓

Bol bol yorum ve oy gelirse gördüğünüz gibi bende şevkle yazmaya devam ederim.

Seviliyorsunuz

Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin