Fırat
Sabah çalar saatin sesine uyandığım da uykumu almış bir biçimde uyanmıştım. Çalar saati kapatmak için telefonu elime aldığımda, kapatmam ile ekranda en son Melihin attığı resimle karşılaşmam bir oldu.
Resmi görmem ile aşırı bir utanma geldi. Yaparken iyiydide şimdi mi utanıyorsun denilecek ama gerçekten yaparken iyiydi. Sonrasını bilecek kadar tecrübem yoktu, ne bileyim insan gece sevgilisi ile sexting yaptıktan sonra sabah utandığını. O yüzden şuan ne bok yiycem diye düşünmeye başlamam garip değildi.
Sabah uyanırkenki huzur ve mutluluk yerini kasvet ve bilinmezliğe bırakmıştı. Acaba benimle ilgili ne düşünüyor diye klasik saçmalıkları yapıyordum ve kendime inanamıyordum.
Çevremde dalga geçtiğim ne varsa tek tek yaşamaya mahkumdum anlaşılan. Ne bileyim güldüğüm herşeyin karma sonucu götümü tırmalayacağını.
Hazırlanırken bir yandan da saçmalamayı bırakmayı kendime öğütlüyordum. Böyle karşısına çıkarsam Melih pişman olduğumdan tutta ayrılmaya kadar bin bir türlü senaryo kurucaktı kafasında ve kendini yiyip bitirecekti.
Halimin pişmanlıkla alakası yoktu. Sadece mesajlaşırken ki ruh halim olmayınca acabalar kafamı kurcalıyordu. Çok mu açık konuştum? Ben böyle konuşunca o hakkımda ne düşündü? Ona yapmak istediklerimi söylediğim için bu gün beklenti içinde midir? Karşılaştığımızda dünle ilgili ima yapar mı? gibi daha onlarca soru işareti vardı.
Bu saate babamın işe gitmek için çıkmaya hazırlandığını bildiğimden her zamanki gibi hazır kahvaltıya konmak için aşağıya indim. Annem olacak kadın kim bilir kaçıncı uykusundaydı. Ses yapmamaya çalışıyordum inerken çünkü karşılaşırsak zaten gergin olan sinirlerimi daha da gericekti.
Sessizce mutfağa indiğimde şaşırtıcı biçimde hala masada oturan babamla karşılaştım. "Günaydın baba"
"Günaydın oğlum. Geç otur" diyerek kahvesini içmeye devam etti.
"Hayırdır baba bir sorun mu var? Normal de işe gitmek için çıkmış olman lazımdı"
"Bu gün senle konuşmam gereken birşey var o yüzden geç gidicem" demesi ile daha da meraklandım. Babam için her şey işdi. Ilk kez işini herhangi bir sebepten ikinci plana atıyordu, buda benim merakıma sebep oluyordu.
"Tabi baba. Dinliyorum seni" dedim. Bir yandan da çok önemsemediğim imaji çizmek için kahvaltıma başladım.
"Annenle boşanmaya karar verdim" dedi. İlk başta algılayamadım. Ne demek boşanmaya karar verdim? Ben yıllar önce boşanmanızı istiyorum dediğimde niye boşanmadın diye yakasına yapışmak istesem de çok sakin bir biçimde "yıllar sonra nerden esti?" diye sordum.
"Hayatımda birisi var. Nasıl evlendiğimizi ve niye evlendiğimi biliyorsun. Artık kocaman adam oldun ve mutlu olmak benimde hakkım diye düşünüyorum"
Beni garip bir gülme aldı. Yüzüne bakarak kahkaha atmaktan kendimi alamadım.
"Bu bir bilgilendirmemi yoksa benimde söz hakkım var mı?" Dedim. Çünkü ona göre tavır takınacaktım.
"Söz hakkın var sonuçta oğlumsun. Lakin beni kararımdan döndürmen pek mümkün değil"
"Ne yaman çelişki" diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDI
Conto+0507.....24: Senin ağzını yerim ben +0507.....24: Bu zamana kadar nerelerdeydin sen?