59. Final Part I

3.5K 193 15
                                    

Melih

10 yıl öncesi hastane

Dünya gözü ile onu bir daha göre bildiğime inanamıyorum. Kaza sonrası yoğun bakım da gözlerimi açtığım andan itibaren onun gozleri ile karşı karşıya gelmeyi iple çekiyordum.

Normal odaya alındığımda anne, babam ve Çisem ilk yanıma geldiğin de hayal kırıklığı yaşamamıştım. Ilk onu görmeyi bekliyordum. Ama belki ben yokken bir şeyler yaşanmıştır diye susmuştum. Anne babamın tavırlarında ki garipliği, Çisemin durmadan ağlamasını yaşananlar ve uyandığım için olan rahatlamaya bağlamıştım.

Onlar çıkıp da odaya Müge ve Batu girdiğinde ise bu kez canım acımıştı. Kaza yaptığımı duymasına rağmen gelmediğine inanmamıştım. Her ne olursa olsun burda olur sanmıştım.

Yoğun bakımdan çıkarılırken doktorum bana çok ciddi bir ameliyat ağlattığımı söylemişti. Yaşamam bile mucizeymiş. Tüm bunlara rağmen sevdiğim adam yanımda değil miydi?

"şuan burda olmayacak kadar mı kızgın?" dedim kırık bir ses ile.

Müge hıçkırarak gelip elimi tuttu. Elimden öpmesi, ne kadar korktuğunu gözlerinden görmem bir kez daha Şükür sebebim olmuştu.

Batu ise ellerini yumrul yapmış halde odaya girdiği yerde duruyordu. Anlayamıyordum.

" Batum bir şey de. Tamam lan affetmesin ama gelsin bir kere göreyim nolur" dedim yalvarircasına.

Batunun gözlerinden akan yaş ile sarsıldım. Benim kardeşim öyle kolay kolay ağlayamazdı.

"tamam kardeşim arar söylerim şimdi. Sen iyisin ya gözlerimiz ile gördük. Geliriz yine yanına" diyip alal acele Mügeyi de alarak çıktı.

Ameliyattan sonra tam 5 gün yoğun bakımda yatmışım. Bu süreçte bir şeyler yaşanmış ve benim bunları öğrenmem lazımdı.

Uyandığım gün ailem, tanıdıklar, akrabalar hepsi geldi gitti. Ama ne Fırattan haber vardı nede bizimkilerden.

Ertesi gün okul arkadaşlarımız da geldi. Hepsi ağlamaklı, hepsi acıyan gözlerle girdi odaya. Ama hiç biri geçmiş olsun dilemekten başka bir şey demedi.

En son ailemden telefonumu istediğim de kırıldığını duymam ile kuşkularım artmaya başladı. Tek tek onların telefonunu isteyip bizimkileri arayacağımı belirttiyimde her biri ayrı ayrı behaneler getirerek laf çevirdiğinde artik emin olmuştum.

Anne ve babam kafeteryadan yiyecek bir şeyler almaya gittiğin de Çisemi sıkıştırarak öğrenmeye çalıştım. Çünkü bir şey olduğuna emindim. Bir şey olması lazımdı. Yoksa onlar beni bir başına burda bırakmazlardı.

"abisi hadi anlat bana neler oluyor? Niye herkes bir garip davranıyor? Bizimkiler nerde?" dedim. Fıratın ismini özellikle soramıyordum. Kendimi ifşa etsem bile o belki bilinmesini istemiyordur diye onu ifşa edemezdim.

"yok birşey abicim. Bende bir annemlere bakayım" diyip kalkacakken kolundan tuttum. Gücümü tam toparlayamasam da bunu yapacak gücüm daha vardı.

"Çisem emin ol ne olduğunu öğrenirim. Şimdi olmasa 1 saat sonra 1 gün sonra. Ama bugün abini yarı yolda bırakmanı unutmam. Tabi evde açıkladığım şeyler yüzünden beni abin olarak görmüyorsan orası başka" dedim biraz da ağır konuşarak. Hem düşüncesini bilmek için hem de birsey varsa öğrene bilmek için.

Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin