Melih
Çalar saat daha çalmadan enerjik biçimde uyanmıştım. Saate baktığım da yarım saat erken uyandığımı görüp sevindim. Demekki kendime özen göstere bileceğim zamanım vardı.
Bu gün aslında ilişkimizin ilk günü gibi birşeydi. Ve nasıl olacağını düşünmeyi bırakıp bu günü yaşamaya karar vermiştim.
Güzelce hazırlanıp, kahvaltı yerine atıştırarak evden çıktım. Okula gittiğimde pek kimse olmasa da heyecanımı basdırarak Fıratın gelmesini beklemeye başladım.
Okulun kapısından sağa sola bakınarak giren Fıratı gördüğümde, elim ayağım birbirine karıştı.
Çok güzeldi vicdansızın oğlu. Baktıkça içim açılıyordu. Sevdikçe sevesim geliyordu.
Benim okulda olmadığımı düşünmüş olmalı ki çardak tarafa yürüdü. Bende sessizce o yöne giderek onun görüş açısına girdim. Beni gördüğü an olduğu yere çakılıp kalması çok hoşuma gitti.
Bizim birbirimizi küçüklüğümüzden beri tanımamız şuan bir anlam ifade etmiyordu. Karşımda olan insanı sevgilimin gözü ile ilk kez görüyordum. Ve inanın bana bu çok şeyi değiştiriyordu.
Ben olduğum yerde beklerken onun bana doğru yürümesini izlemek, gözlerinin parlamasını görmek paha biçilemezdi. Yaklaştığını gördüğümde hafifçe kollarımı açtım. Arasına girmek için adımlarını daha büyük attığında içimdeki aşk kalbime sığmaz gibi geliyordu.
Son adımı atıp kollarıma aldığımdaysa sımsıkı sarıldım. Kokusunu içime çektikten sonra "hoşgeldin" diyip burnumu kulağına sürttüm.
"Hoş buldum" diyerek aynı hareketi tekrar ettiğinde gülümsedim.
Bu an için ne çok dua etmiştim. Gerçekleşmeyeceğini düşünerek ne dilekler dilemiştim. Çok Şükür Allahım.
"Nasılsın bebeğim?" Dediğimde hafifçe kızaran yanakları sırıtmama sebep olmuştu.
"Iyiyim sevgilim. Bu gün pek bir yakışıklı gördüm seni. Sen hayırdır?" Diyip tek kaşını kaldırdığında gözündeki pırıltıları görmesem belki ciddiye alırdım ama görmemle birlikte kahkahayı bastım.
"Sana hayalini kuracağın daha iyi malzeme vermek için bebeğim bu özenmem. Yani hep seni düşündüğümden" dememle bu sefer o gülmeye başladı.
"Ay sen kendini komik mi sanıyorsun? Hayalmiş. Peeeh. Istesem koşa koşa gelecek adam bana hayalden bahsediyor ha?"
"Tamam Fırat efendi. O götü kaldırdığım gibi indirmesini de bilirim ben" diyerek kafamı salladım.
"Denemesi bedava canımın içi" diyerek göz kırpdı.
Ben cevap veremeden en güzel anlarımızın katili Batu ortama dahil oldu.
"Naber lan bebeler? Birşeyi bölmedim ya?" Diyip piç piç sırıttı.
"Yazıyorum bunları veresiye kardeşim. Gün gelecek hepsinin hesabını tekeer tekeeer göreceğim" dememle Nisanın yanımıza gelmesi bir oldu. Kızın altıncı hisleri aşırı güçlü arkadaş.
Nisa yanımıza ulaşınca bana sarılıp yanağımdan öpünce ortam bir anda buz kesti. Fıratın bakışları öldüre bilseydi eğer şu an cenaze namazımı kılıyor olurdunuz.
"Nisa bi dur ben kızım zaten bin bir dua ile buralara gelmişiz, senin yüzünden bok yoluna gitcez" dememle gülmesi bir oldu. Ama Batu dahil hepimiz o kadar gergindik ki kimse ona eşlik edemedi.
"Eee Melihim seni delirtiği günlere saysın. Bir ben bilirim neler çektiğini" diyerek Fırata laf soktu.
Yanımıza geldiğini fark etmediğim Müge ise "ee tabi Nisacım sende haklısın. Bir sen bilirsin neler çektiğini. Bize anlatacak kadar güvenmediğinden bilmememiz normal" diyip aslında konuyu bambaşka yere taşıdı.
Ben dönüp Mügeye bakarken Nisa "yok tatlım o anlamda demek istemedim. Sadece Fıratın salaklıkları yüzünden çok acı çekti Melih. Fırat bunu bilsinde daha fazla üzmesin onu demek istedim" Dedi.
"Eminim aklınca bana haddimi bildirdiğini düşünüyorsun ama birine haddini bildirmeden, kendi haddini bilmen gerekirdi. Melihin aşkı da, çektikleri de bir tek beni ilgilendirir. Melih sana bir vasıf vermiş olabilir ama ne benim nede arkadaşlarımın gözünde o vasfı kazanmadığın için muhatabımız sen olamazsın. Şimdi izin verirsen arkadaşlar olarak özel birşeyler konuşacağınız" diyen Fırata cevap vermek için araya girmek isteyen Nisanın açılan ağzını tek el hareketi ile durdurarak sözlerine devam etti "tabiki seni ilgilendiren veya bilmeni istediği bir şey olursa 'Melihin' sana bunları daha sonra anlatır"
Sözlerini bitiren Fırat şoka girmiş Batunun omzuna, tatmin olmuş Mügenin ise koluna girerek kantine doğru yürümeye başladı.
Bense olduğum yerde kalarak az önce ne haltlar döndüğünü anlamaya çalışıyordum.
Nisa yanımda kendince açıklama yaparken ona dikkatimi veremiyor giden arkadaşlarımı ve sevgilimi izliyordum.
Kahretsin. Sinirliyken bile bu kadar seksi olunur be çocuk. Günah, günah.
Fırat, yürürken kafasını çevirerek "gelmiyor musun?" diyip tekrar önüne dönerek geleceğimden emin bir şekilde yürümeye devam ettiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDI
Storie brevi+0507.....24: Senin ağzını yerim ben +0507.....24: Bu zamana kadar nerelerdeydin sen?