25. Zamana

9.2K 559 36
                                    

Medya: Melih ve Fırat

Melih

Olayın üzerinden 8 gün geçmişti. Fırat bu dönem yaptığı devamsızlıkla sınırları zorluyordu ve artık okula gelmek zorunda olduğunu biliyordum.

Geldiğinde vereceği tepkiden çok korksamda artık yüzünü görmeye muhtaç hale gelmiştim.

İlk başlarda benle bağlaştırmasalarda daha sonra benimde yürüyen ölü olmam yüzünden Müge ve Batu durmadan üstüme geliyordu. Durumu tam olarak çözememe sebepleri ise herhalde konduramamalarıydı.

Yine çardakta bizimkiler ile otururken o günden beri ister istemez Mustafa ve Ateşle aramıza soğukluk girmişti. Biz ne isek Mustafa ve Ateş de birbirleri için oydu. O yüzden garipsemiyorduk.

Onlara bir açıklama yapamıyor, aynı zamanda Fıratla konuşamadığımız için haklı sebeple dövüp dövmediğini bilemediyimizden özür de dileyemiyorduk. Gerçi ben neler olduğunu çözmüştüm ama bunu bizimkilerle paylaşmamıştım.

Durmadan bir gözüm telefonda bir gözümse okulun kapısındaydı.

"Bugünde gelmezse evlerini basıcam artık. O cadı annesi falanda umrumda değil. Yeter be ömrüm Fıratı merak etmekle geçti" dedi Müge

"Bak birbirimizden bir şeyler saklamanın sonucu bu işte. Gelsin konuşacağız. Bir daha gizli saklı muhabbet olursa ben olmiycam" dedi Batu

"Batu abartmıyormusun kardeşim?" Diye ortamı sakinleştirmeye çalıştı Melih

"Tabi böyle söylemen normal bizden bir şeyler saklayan kişilerden biride sensin"

"Öğrenince eline ne geçicek kardeşim? Söyle de ona göre karar vereyim"

"Lan puşt sen benim kuzenimsin. Kardeşim ve en yakın arkadaşlarımdan birisin. Daha ötesi var mı? Ama dış kapının mandalı muamelesi yaptığından anlamaman normal"

"Ben sana herşeyi anlatınca mı bu yakınlık tescillenicek. Anlatmazsam bu sıfatları taşıyamıyormuyuz" diye Batuya cevap veren Melih daha da geriliyordu.

"Hoooop sakin beyler. Yeni bir gerginliğe gerek yok. Fırat gelir otururuz konuşuruz. Ne nedir anlarız ve hepimiz ona göre bir tavır takınırız" diye araya girdi Müge

"Hala tavır takınırız diyosunuz ya pes" diyip ayağa kalktı Melih. Sınıfa gitmek için çardaktan çıkmayı düşünüyordum ki Fıratın okula girdiğini gördüm.

Onu gördüğümde duyduğum rahatlamayı anlatacak kelimeler yoktur her halde. Ardından gelen mutluluk ise tarif edilemez.

Sevdiğim yine yakınımdaydı. Varsın dövsün sövsün ama gitmesin. Uzak olunca her şey daha kötü oluyordu.

Benle göz göze gelen Fırat hemen kafasını çevirdi. Çardakta oturan bizimkilere kafa ile selam verip direk Mustafalara doğru yürüdü.

Bizimkiler bunu görünce benide sürükleyerek kavga olacağı endişesi ile koşuştururken aslında Fıratın Mustafadan dilediği özrün sonlarına yetiştik.

Herkes derin nefes alırken bende gerilen omuzlarımı düşürdüm.

Ardından Müge koşarak Fıratın sırtına atladı ve ona sarıldı. Batu da Mügeyi itip Fıratın kafasını sıkıştırmaya çalışırken ben ilk kez onların yaninda ne yapacağımı bilemedim.

Normalde oraya gidip onların yaptığı tarz sevgi ve sitem göstermem gerekirken ilk kez kendimi dışlanmış hissettim.

"Hoş geldin Fırat" dediğimde bile ağzım kurumuştu.

Yüzüme bile bakmadan sırtını dönüp giden bir Fırat görmek beni şaşırtmasada çok üzdü. Ama emin olun arkadaşlarım şaşkınlıktan ağzı açık arkasından bakıyorlardı.

Ağzını Yerim [boy×boy] - TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin